anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

head

Kelimeler > H ile başlayan kelimeler > head nedir ?
head
head, head nedir ,head ne demek
  • yüznumara

    isim Tuvalet

  • başlık

    isim Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş"İyi ki güneş açmış, sıcak basmış da başlığını sıyırınca yüzünü görmüş, tanımışlardı." - N. Cumalı

  • madde

    isim Duyularla algılanabilen nesne

  • ana

    isim Anne"Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor." - Y. Atılgan

  • akıl

    isim Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us

  • göbek

    isim İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk"Düğmeleri birer birer açtı göbeğine dek." - Z. Selimoğlu

  • önde gelmek

    önemli durumda olmak"Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." - A. Ümit

  • kafa

    isim İnsan başı, ser

  • kaymak

    isim Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema

  • kaymak

    nsz Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek"Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı." - O. C. Kaygılı

  • sevk

    isim Gönderme, götürme"Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." - R. H. Karay

  • tepe

    isim Bir şeyin en üstteki bölümü"Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." - S. F. Abasıyanık

  • konu

    isim Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje"Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen." - Y. Z. Ortaç

  • burun

    isim, anatomi Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı

  • baş

    isim, anatomi İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • baş

    isim Çıban

  • doruk

    isim Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika"Dağ doruğu gibi yüce, pembemsi bir kaya yükseldi iskelemizde." - A. Erhat

  • pruva

    isim, denizcilik Geminin veya sandalın ön tarafı, baş bölümü"Gök çakınca pruvadaki gemici: Oradalar! diye gösterdi." - Halikarnas Balıkçısı

  • beyin

    isim, anatomi Kafatasının içinde beyin zarları ile örtülü, iki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, ensefal, dimağ

  • kişi

    isim Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer"Sınıfta, sürekli olarak numarası yaramazlar listesinin başına yazılan kişi bendim." - A. Kutlu

  • kaynak

    isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • başkan

    isim Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse, reis, reis bey"Yeni müsteşar, yarın daire başkanlarını olağanüstü toplantıya çağırmış." - A. Ümit

  • kopuk

    sıfat Kopmuş"Kopuk düğme."

  • zihin

    isim Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü

  • gayret

    isim Çalışma, çaba, çalışma isteği"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari

  • yardım etmek

    kendi gücünü, imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmak"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak

  • Başak

    isim Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı"Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar." - A. Ş. Hisar

  • müdür

    isim İdare eden, yöneten"Yazı işleri müdürleri böyle öyküler istiyorlar." - N. Cumalı

  • pınar başı

    isim Pınarın etrafı"İşte bir pınar başındayım; oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar." - R. H. Karay

  • baş bağlamak

    başına bir örtü örtmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • baş koymak

    bir şey uğruna ölümü göze almak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • baş olmak

    küçük bir işte de olsa yönetici olmak, sözü dinlenir bir kimse olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • baş yapmak

    kuaför saç bakım ve tuvaleti yapmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • başına geçirmek

    başına giymek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • zirve

    isim Doruk"Dağın zirvesi."

  • birinci olmak

    başta gelmek, önde gelmek

  • meydana çıkarmak

    açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin

  • reis

    isim Başkan

  • dümen kırmak

    yön değiştirmek

  • yönelmek

    -e Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek, yönlenmek"Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir." - İ. Özel

  • lider

    isim Önder, şef"İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım." - F. R. Atay

  • önder

    isim Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef, alemdar

  • şef

    isim Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse"İstasyon şefi. Büro şefi."

  • ayarlamak

    -i Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak"Saati radyoya göre ayarlamak."

  • yönetici

    isim Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer"Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur." - C. Bayar

  • kelle

    isim Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı

  • yönetmek

    -i Bir kurum veya kuruluşun yasalara, kurallara ve belli şartlara uygun biçimde işlemesini sağlamak, idare etmek, tedvir etmek

  • aklı başından gitmek

    çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağını şaşırmak

  • aklını başından almak

    bir şey birini düşünemeyecek bir duruma getirmek, çok şaşırtmak

  • başına geçmek

    en üstün yeri almak, önderlik yapmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı "Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • fıkra

    isim, edebiyat Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik"Nasrettin Hoca'nın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." - B. Felek

  • geçmek

    -e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra

  • gitmek

    -e Bir yere doğru yönelmek

  • idareci

    isim Yönetici

  • kullanmak

    -i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın

  • manşet

    isim Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm, kolluk

  • olgunlaşmak

    nsz Meyve olgun duruma gelmek

  • ser

    isim Baş, kafa

  • seren yakası

    Denizcilik, Yelkenlerin derene bağlı üst kısımları. (matafyon yakası). 

  • yetişmek

    -e Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak"Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." - Ö. Seyfettin

  • yöneltmek

    -i, -e Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek

  • şahika

    isim Doruk, zirve"Civar dağların karlı şahikalarını yeni sevgilime gösteriyorum." - R. H. Karay

  • şaşırmak

    nsz Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak"Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı." - M. Yesari

  • on taraf
  • baş denizleri
  • baş taraf
  • baş yer
  • başa koymak
  • başta olan
  • başta olmak
  • baştan ayağa
  • başı çevrili olmak
  • başını kesmek
  • bira köpüğü
  • birikmiş basınç
  • borca girmemek
  • ekin başı
  • esrar düşkünü
  • menba
  • su başı
  • yapabileceğinin üstünde
  • çıldırmış zıvanadan çıkmış
  • önden gelen dalgalar
  • üstünlük sağlamak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • confer
  • arrive at
  • to crack
  • unstick
  • get off
  • scale up
  • go down
  • go up
  • dehisce
  • detonate

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı