-
haber kaynağı : isim Haber değeri olan bilginin alındığı kişi veya yer"Gazeteci haber kaynağını açıklamak zorunda değildir." - A. Ümit
-
öz kaynak : isim Dışarıdan yardım almadan kendi imkânları kullanılarak sağlanan maddi varlık
-
bağımlı akım kaynağı : isim, fizik Devrenin başka bir yerindeki akım veya gerilimle denetlenen akım kaynağı
-
güç kaynağı : isim Elektrik enerjisini depolayan ve akımın kesilmesi sırasında kullanılmasını sağlayan aygıt
-
kesintisiz güç kaynağı : isim Bilgisayarda elektrik kesildiğinde devreye giren, bilgisayar ile ona bağlı donanımlara belirli bir süre güç sağlayan araç
-
elektrik kaynağı : isim Elektrik enerjisi kullanılarak yapılan kaynak işlemi
-
buzul kaynağı : isim Buzulun eriyerek toprağın altına inen suyunu dışarıya veren kaynak
-
yer altı kaynakları : isim Petrol, gaz, kömür gibi toprak altında bulunan kıymetli ham ürünler
-
kaynak kişi : isim Sağlam, güvenilir, doğru bilgiler edinilen kimse
-
kaynakhane : Kaynak işleri yapılan yer
-
kaynak korozyonu : isim, kimya Kaynak yapılan bölgelerde yüksek sıcaklıktan etkilenen metalin veya kaynağın dolgu maddesinin pası
-
kaynak makinesi : isim, teknik Kaynak yapımında kullanılan makine"Kaynakçılar ellerinde kaynak makineleriyle kapılara, pencerelere koştular." - L. Tekin
-
kaynak suyu : isim Kaynağın veya gözenin başında alınan su
-
enerji kaynağı : isim Güç kaynağı
-
gelir kaynağı : isim Para sağlama yeri veya faaliyeti"Halkımıza turizmin gelir kaynağı olduğu gerçeği belletilmeye çalışılıyor." - N. Cumalı
-
ilham kaynağı : isim Esinlenmeyi ve içe doğmayı sağlayan şey"Evrenin zengin repertuvarı onun tükenmez ilham kaynağıdır." - H. Taner
-
kaynak yapmak : iki metal veya yapay parçayı ısı yoluyla birleştirmek"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
kaynağını (bir şeyden) almak : bir esasa veya desteğe dayandırmak"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu