- hava
isim Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı
- yel
isim Rüzgâr
- haber
isim Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık"Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." - O. S. Orhon
- nefes
isim Soluk
- gaz
isim Tül
- gaz
isim Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde
- haber almak
kendisine bildirilmek, öğrenmek, bilgi edinmek"Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi." - O. S. Orhon
- soluk
isim Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes"Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı." - R. N. Güntekin
- soluk
sıfat Rengi atmış olan, solmuş, uçuk"General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor." - E. M. Karakurt
- kafası dumanlı
sıfat Sarhoş
- boş laf
isim Gereksiz, yararsız bir biçimde konuşma
- rüzgâr
isim Havanın yer değiştirmesiyle oluşan esinti, yel, bad"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
- geri dönmek
geldiği yere gitmek"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- dönmek
nsz Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek"İçeride anahtarın acı bir gıcırtıyla döndüğünü duydum." - Y. Z. Ortaç
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- dolaşmak
nsz Gezmek, gezinmek"Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik." - H. S. Tanrıöver
- döndürmek
-i, -e Dönmesini sağlamak
- katlatmak
-i, -e Katlatma işini yaptırmak
- sarılmak
nsz Sarma işi yapılmak"Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." - R. H. Karay
- saçmalık
isim Saçma konulan yer
- bükülmek
nsz Bükme işine konu olmak, katlanmak"Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı." - F. R. Atay
- kapatmak
-i Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek"Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." - H. Taner
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- kıvrılmak
nsz Eğrilip bükülmek
- dönemeç
isim Bir yolun yön değiştirdiği yer, viraj"Saffet Bey ilk dönemeci döner dönmez, yamağın eline cep saatimi tutuşturup şiddetli emir verdim." - A. Gündüz
- esinti
isim Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha"Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi." - T. Buğra
- esmek
nsz Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak"İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor." - A. Haşim
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- esin
isim Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham"Bir roman, bir müzik parçası için esin kaynağı olabilir." - A. Ağaoğlu
- ambalajlamak
-i Ambalaj yapmak
- bora
isim Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr"Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı." - İ. A. Gövsa
- dolamak
-i, -e İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak"İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar." - L. Tekin
- duymak
-i Bilgi almak, öğrenmek, haber almak"Bir köylüden burada avlandığınızı duydum." - Halikarnas Balıkçısı
- eğrilmek
nsz Eğri duruma gelmek"Bardağı bırakırken masa eğrilir gibi oldu." - Y. Atılgan
- hortum
isim Filde ve bazı böceklerde boru biçiminde uzamış ağız veya burun bölümü"Morarmış bulutlar, hortumları su yüklü fil sürüleri gibi korkunç homurtularla arkamızdan geliyor." - Y. Z. Ortaç
- kasırga
isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 64 veya daha fazla deniz mili olan ve kuvveti 12 ile gösterilen rüzgâr"Bu ağaç yalnız büyük bir kasırga ile silkeleniyor." - P. Safa
- osuruk
isim Yellenme
- sonuçlandırmak
-i Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek
- nefes alma
- gizli gizli sokulmak
- havanın estiği yön
- havanın getirdiği koku
- kokusunu almak
- orkestrada nefesli çalgılar
- patlamak üzere
- rüzgâr yel
- rüzgâr, külek, yel, nefes, soluk, midede gaz, boş laf, hava cıva, soluğunu kesmek, sarmak, dolamak
- tehlikeyi göze almak
- yolun döndüğü yer