-
rüzgâraltı : isim, denizcilik Boca, orsa karşıtı
-
rüzgâr yükü : isim Bir bölgede görülen rüzgârın binalarda oluşturduğu sarsma gücü
-
rüzgârgülü : isim Rüzgârların yönünü ve adını gösteren levha
-
yanık rüzgâr : isim Çabuk dinen yel
-
fırtınaya yakın rüzgâr : isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 28-33 deniz mili olan ve kuvveti 7 ile gösterilen rüzgâr
-
rüzgârüstü : isim, denizcilik Orsa, boca karşıtı
-
dik rüzgâr : isim, denizcilik Geminin yoluna karşı esen yel
-
kuvvetli rüzgâr : isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 22-27 deniz mili olan ve kuvveti 6 ile gösterilen rüzgâr
-
saba rüzgârı : isim, meteoroloji Sabah yeli
-
hafif rüzgâr : isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 7-10 deniz mili olan ve kuvveti 3 ile gösterilen rüzgâr
-
rüzgârölçer : isim Yelölçer
-
rüzgâr çizelgesi : isim, meteoroloji Rüzgâr hızının deniz miline göre sınıflandırılmasını gösteren çizelge
-
rüzgâr erozyonu : isim, coğrafya Aşırı rüzgâr esen yerlerde yüzey toprağının kaybı
-
hâkim rüzgâr : isim O an için geçerli olan şey, durum
-
mutedil rüzgâr : isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 11-16 deniz mili olan ve kuvveti 4 ile gösterilen rüzgâr
-
rüzgârdan nem kapmak : en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
-
rüzgâr almak : yel esen bir yerde bulunmak"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
-
rüzgâr ekip fırtına biçmek : yaptığı bir kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşmak"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
-
rüzgâr gelecek delikleri tıkamak : istenmeyen bir durum veya gelişmeye karşı her türlü önlemi almak"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
-
rüzgâr gibi : çabucak"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar
-
rüzgâr tutmamak : rüzgâr etkilememek"Bu rüzgâr, bu mucizeli gemi ile insanı nerelere götürmez." - A. H. Tanpınar