anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

fair

Kelimeler > F ile başlayan kelimeler > fair nedir ?
fair
fair, fair nedir ,fair ne demek
  • temiz

    sıfat Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı (I), pak, münezzeh, hijyen, hijyenik"Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok." - A. Ağaoğlu

  • açık

    sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü

  • pak

    sıfat Temiz"Efendiler, bizim çehremiz her zaman temiz ve pak idi ve daima temiz ve pak kalacaktır." - Atatürk

  • Pazar

    isim Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer"Perşembe pazarı. Salı pazarı."

  • çok

    sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay

  • saf

    isim Dizi, sıra"Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." - E. E. Talu

  • saf

    sıfat Katıksız, arı, katışıksız, halis, has"Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim." - H. S. Tanrıöver

  • doğru

    sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı

  • güzel

    sıfat Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı"Güzel kız. Güzel çiçek." "Yalının en güzel odası bizimdi."

  • hoş

    sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel

  • Orta

    isim Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • çarşı

    isim Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri"Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." - Y. Z. Ortaç

  • çekici

    isim Kaza veya arıza yapan, yanlış yere park eden aracı belli bir yere götürmek için kullanılan taşıt

  • beyaz

    isim Ak, kara, siyah karşıtı

  • iyi

    sıfat İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay

  • tatlı

    sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."

  • panayır

    isim Belli zamanlarda ve genellikle küçük yerleşim birimlerinde kurulan, sergi niteliğini de taşıyan büyük pazar"Kasabada iş güç duruyor, cami meydanı dolduğu için panayır halkı sokakları tıkıyordu." - R. N. Güntekin

  • uğurlu

    sıfat Uğuru olan, iyilik getirdiğine inanılan, kutlu, tekin, kademli, meymenetli, mübarek"Mayıs, İstanbullular ve Türkler için İstanbul'un fethedildiği ay olması itibarıyla uğurlu aydır." - B. Felek

  • uygun

    sıfat Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar

  • kayda değer

    sıfat Önemli, dikkati çeken"Ancak havaalanı yolunda kayda değer bir bilgi daha edinmişti." - E. Şafak

  • tarafsız

    sıfat Yansız

  • dürüst

    sıfat Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)"Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır." - N. F. Kısakürek

  • şöyle böyle

    zarf Ne iyi ne kötü, orta derecede, acı tatlı, iyi kötü"Almancayı şöyle böyle bilir."

  • net

    sıfat Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen

  • net

    isim, spor Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz

  • tatlı dilli

    sıfat Güzel, kandırıcı, gönül alıcı konuşan, tatlı sözlü"Akıllı, iyi niyetli, dürüst, tatlı dilli bir adamdı." - T. Halman

  • solgun

    sıfat Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş"Öyle solgun, öyle zayıftı ki bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu." - O. S. Orhon

  • namuslu

    sıfat Ahlak kurallarına uygun olarak davranan, namuskâr"Benim babam namuslu bir vatanperverdi." - A. Gündüz

  • sevimli

    sıfat Hoşa gitme özelliği olan, hoşa giden, cana yakın, şirin, sempatik"O zaman hayat sevimli ve kolaydı." - N. F. Kısakürek

  • haklı

    sıfat Hakka uygun, doğru, yerinde"Fakat aşkta ne hak ne haklı ne haksız ne de bir hakikat vardır." - M. Ş. Esendal

  • adaletli

    sıfat Adil"Bütün güzel, haklı, adaletli, doğru sözleri bizi satranç taşı hâline getirmek için uyduruyor." - N. Hikmet

  • adil

    sıfat Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli"Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar." - F. R. Atay

  • insaflı

    sıfat İnsafı olan"Basitlik, aleladelik derken belki de biraz insaflı davranıyorum." - O. V. Kanık

  • nazik

    sıfat Başkalarına karşı saygılı davranan"Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti." - E. Şafak

  • zarif

    sıfat Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen, zarafetli"Camilerimizdeki o zarif çizgilerin şiirini bir daha duyacak." - O. S. Orhon

  • şirin

    sıfat Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş"Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla" - A. M. Dranas

  • müsait

    sıfat Uygun, elverişli"Asla hissîliğe, ılık ve yumuşak duygulara müsait değiliz." - N. F. Kısakürek

  • makul

    sıfat Akla uygun, akıllıca"Makul bir düşünce."

  • fuar

    isim Belli zamanlarda, belli yerlerde ticari mal sergilemek amacıyla açılan büyük sergi

  • festival

    isim Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi

  • sarışın

    sıfat Sarı saçlı ve ak tenli (kimse)"Yanımdakilerden bu sarışın ve kibar tavırlı paşanın kim olduğunu sordum." - İ. A. Gövsa

  • alımlı

    sıfat Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri"Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar." - A. Ş. Hisar

  • gereği gibi

    nasıl olması gerekli ise öyle"Vaziyeti bir bütün hâlinde ve bir anda kestirdikten sonra anların gereklerine göre davranırım." - N. F. Kısakürek

  • kumral

    isim Koyu sarı veya açık kestane rengi

  • mubah

    Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Yapılması ve yapılmaması dinde caiz görülen şeydir. Ne yapılmasında ne de yapılmamasında günah vardır. Helal bir yiyeceği yiyip yememek gibi.

  • muvafık

    sıfat Uygun"Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." - Atatürk

  • okunaklı

    sıfat Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)"Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz." - B. Felek

  • vasat

    sıfat Orta

  • âdeta

    zarf Hemen hemen, sanki"Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum." - A. Ümit

  • haklı olarak
  • hakkaniyetli
  • beyaz tenli
  • âdilâne
  • açık renkli
  • dürüstçe
  • dürüst, doğru, eşit, adil, orta, vasat, şöyle böyle,
  • hakça mücadele etmek
  • istenir
  • müsait olduğu veçhile
  • oldukça iyi
  • sergi yeri
  • uygun bir şekilde
  • yolunda
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • üstüne kuş kondurmak
  • esrar tekkesi
  • sinema salonu
  • çam bölmesi
  • sinema tekniği
  • dikdörtgen
  • kesel gelmek
  • ozon ölçüm
  • üstüne olmamak
  • üstüne perde çekmek

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı