-
pekiyi : isim Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi"Sınıfımı pekiyi ile geçtim."
-
iyi gün : isim Refah ve huzur içinde geçen zaman
-
iyi yürekli : sıfat İyi kalpli"İyi yürekli ama çok mahallevari bir kadın olacak." - N. Meriç
-
iyi kalpli : sıfat Başkaları için hep iyilik düşünen, iyi yürekli
-
kafası iyi : sıfat Sarhoş
-
iyi huylu : sıfat Sonu iyi, tehlikesiz (hastalık), iyicil
-
iyi hâl : isim Bir kimsenin yaşayışında kötü ve sakıncalı bir durum olmama hâli, hüsnühâl
-
iyi niyet : isim Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, hüsnüniyet"Bu gibi durumlarda bütün iyi niyetine rağmen başka türlü harekete imkân bulamıyordum." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
iyiden iyiye : zarf Adamakıllı, çok iyi, gereği gibi"Gün iyiden iyiye ışıdı artık, tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık." - N. Hikmet
-
iyi etmek : iyileştirmek, hastalıktan kurtarmak"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder : "babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır" anlamında kullanılan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi gelmek : yaramak"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi gitmek : bir iş yolunda olmak"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi gözle bakmamak : hakkında iyi düşünmemek"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi hoş (ama) : bir görüşe karşıt bir düşünceyi söylerken kullanılan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi insan sözünün üstüne gelir : "yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir" anlamında kullanılan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi iş (doğrusu) : beğenilmeyen bir olay, bir durum karşısında şaşkınlığı anlatan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi karşılamak : kabul etmek, beğenmek, benimsemek"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi ki : güzel bir rastlantı olarak, ne mutlu"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez : "bir kimse başkalarına iyi öğüt verebilir ama ün veremez, kişi ünü ancak kendisi kazanabilir" anlamında kullanılan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir : "Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir" anlamında kullanılan bir söz"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi olmak : hastalıktan kurtulmak, iyileşmek"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyi saatte olsunlar : cinler, periler"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyisi mi : yapılacak olanın en doğrusu, en uygun olanı"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyiye çekmek : bir düşünce veya olayı olumlu yönüyle değerlendirmek"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
-
iyiye iyi, kötüye kötü demek : hatır için söz söylememek, dürüst olmak"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay