anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

stick

Kelimeler > S ile başlayan kelimeler > stick nedir ?
stick
stick, stick nedir ,stick ne demek
  • ağaç

    isim, bitki bilimi Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

  • tahta

    isim Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası"Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı." - İ. O. Anar

  • kol

    isim, anatomi İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm

  • parça

    isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."

  • Çubuk

    isim Körpe dal"Asma çubukları taze de duman yapıyor, duman kaçtı gözüme." - C. Uçuk

  • direk

    isim Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek"Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." - S. Birsel

  • vites

    isim Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni

  • vites kolu

    isim Motorlu taşıtların dişlilerini birbirine geçirmeye yarayan manivela

  • çöp

    isim Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası"Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." - P. Safa

  • çakmak

    isim Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası"Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı." - B. Felek

  • çakmak

    isim, tıp (***) Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı

  • çakmak

    -i, -e Vurarak sokup yerleştirmek"Çiviyi tahtaya çakmak."

  • sırık

    isim Değnekten uzun ve kalınca ağaç"Hızlandıkça sırığın gıcırtısı artıyordu." - A. Ağaoğlu

  • çomak

    isim Ucu topuzlu değnek

  • baston

    isim Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılan araç"İsmet yengemin topal babası bastonunu yere vurdu." - T. Dursun K

  • dayak

    isim Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek

  • dayak

    isim Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda

  • katlanmak

    nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak

  • dayanmak

    -e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak"Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal

  • çıkmak

    -den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay

  • takılmak

    nsz Takma işi yapılmak"O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı." - A. Kutlu

  • bağlamak

    -i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."

  • asa

    isim Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek

  • değnek

    isim Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak"Arabayı çeken lagar mandaları bir nefer, kalın bir değnekle hayladı." - A. H. Müftüoğlu

  • sopa

    isim Kalın değnek"Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular." - H. E. Adıvar

  • aldatmak

    -i Beklenmedik bir davranışla yanıltmak"Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi." - C. Meriç

  • şaşırtmak

    -i Şaşırmasına sebep olmak"İşte Galip, böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi." - A. H. Çelebi

  • tutmak

    -i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin

  • koymak

    -i, -e Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek"Öteki elini doktorun omzuna koydu." - S. F. Abasıyanık

  • yapışmak

    nsz Yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak"Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." - S. F. Abasıyanık

  • yapıştırmak

    -i, -e Yapışmasını sağlamak"Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." - F. R. Atay

  • sokmak

    -i İçine veya arasına girmesini sağlamak

  • tutturmak

    -i, -e Tutmasını sağlamak

  • sap

    isim Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm

  • tokmak

    isim Ağaçtan yapılmış iri çekiç"Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu." - S. F. Abasıyanık

  • batırmak

    -i, -e Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak"Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı." - C. Uçuk

  • saplamak

    -i, -e Hızla batırmak"Bıçağı sapladı."

  • bağlı kalmak

    uymak, tabi olmak"Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." - Halikarnas Balıkçısı

  • takmak

    -i Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek"Gözlüğünü takıp masaya eğildi." - R. H. Karay

  • bıçaklamak

    -i Bıçakla kesmek

  • dayanışmak

    nsz, -le Bir topluluğu oluşturan kişiler bir şeyi gerçekleştirmek için duygu, düşünce ve çıkar birliği göstermek, birbirini kollamak, mütesanit olmak

  • delmek

    -i Delik açmak, delik duruma getirmek"Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü." - P. Safa

  • dışarı çıkmak

    kapalı bir yerden dışarı gitmek"Dışarıda karlar erimeye başlamış." - A. Ümit

  • hançerlemek

    -i Hançerle yaralamak veya öldürmek

  • kumpas

    isim Dizicilerin harfleri satır durumuna getirirken içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva

  • saplanıp kalmak

    takılıp kalmak"Mahfeye o kadar ok saplanmıştı ki gören onu kocaman bir kirpi sanabilirdi." - N. F. Kısakürek

  • çekinmek

    -den Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." - P. Safa

  • hokey sopası
  • kontrol kolu
  • şerit sakız
  • gemi direği
  • hareket edememek
  • harfleri dizmek
  • ince dal
  • itirazda bulunmak
  • kopmamak
  • manevra kolu
  • mesuliyet yüklemek
  • orkestra şefinin değneği
  • peşinden ayrılmamak
  • sopa, değnek, baston, saplamak, sançmak, saplanmak, koymak, sokmak, takmak, yapışmak, yapıştırmak
  • tahta parçası
  • tertip cetveli
  • zincirleme atılan bombalar
  • çubuk sopa
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • buruşturmak
  • hörgüç
  • daraltmak
  • daralmak
  • kasmak
  • bağıt
  • sezgili
  • ilişki kurmak
  • kamburlaştırmak
  • büzülmek

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı