-
doğru parçası : isim, matematik Doğru üzerinde iki nokta ile sınırlanmış parça
-
parça başına : zarf Her parça için
-
parça bohçası : isim Biçkiden artan çeşit çeşit kumaş parçalarının içine konulduğu bohça
-
parça bölük : zarf Kısım kısım, azar azar, oradan buradan"Tutunan sadece Tanrı vergisi kabiliyeti idi, parça bölük edindiği bilgilerdi." - T. Buğra
-
parça parça : zarf Parçalanmış bir durumda, lime lime"Hepsinin tıraşları uzamış, esvapları parça parça idi." - Ö. Seyfettin
-
parça pürçük : sıfat Az, önemsiz
-
yedek parça : isim Bir makinenin işlemez duruma gelen bölümünün yerine konacak yeni parça
-
ahu parçası : sıfat Çok güzel, çekici (kadın)"Benim gibi bir ahu parçası doğuran anaya da aşk olsun." - M. Ş. Esendal
-
ateş parçası : sıfat Çok canlı, hareketli, becerikli, çalışkan
-
ay parçası : sıfat Çok güzel (kadın veya kız)
-
daire parçası : isim, geometri Bir dairenin kirişi ile o kirişin yayı arasında kalan parça
-
parça almak : tıp (***) biyopsiyi gerektiren incelemelerde canlının belli bir yerinden doku parçası çıkarmak"Yolun bu parçası bozuk."