-
ön kol : isim, anatomi Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü
-
kol demiri : isim Bir kapıyı kapadıktan sonra dışarıdan açılmaması için duvarla kapı arasına konan demir destek"Sonra kol demirinin usulca kaldırıldığını duyduk ve aralanan kapıdan içeriye süzüldük." - R. H. Karay
-
sağkol : isim Birinin çok güvendiği kimse"Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." - R. Erduran
-
sağ kol : isim, askerlik Ordunun sağ tarafındaki kısım
-
karakol : isim Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı"O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez." - R. H. Karay
-
kapı kolu : isim Kapıyı açmaya veya kapamaya yarayan, genellikle metalden yapılmış nesne
-
kol kapağı : isim Giysi ve gömlek kolunun bileği örten bölümü
-
kol akımı : isim, fizik Bir elektrik akımında ana devreye eklenen kollarla evlere elektrik veren akım
-
kolbastı : isim, spor Güreşte ayağı kapılan güreşçinin, rakibinin ayağını tutmasıyla ortaya çıkan geçersizlik durumu
-
kolbaşı : isim Herhangi bir ekibin, grubun, iş takımının başı
-
kafakol : isim, spor Güreşte bir oyun türü
-
kol ağzı : isim Giysi kolunun uç bölümü
-
kol bağı : isim Kadın bileziği
-
kol böreği : isim Bütün yufkanın içine kıyma, peynir, patates, ıspanak vb. konulup kol biçiminde sarılarak tepsiye döşenen ve fırında pişirilen bir börek türü
-
kol değirmeni : isim Bulgur, yarma vb. tahılların öğütülmesinde kullanılan, kol gücü ile çalışan taş değirmen
-
kol emekçisi : isim Sadece beden gücünü kullanarak çalışan kimse"Bütün kol emekçilerine sıcak bakma eğilimini edindim." - R. Erduran
-
kol kemiği : isim, anatomi Kolun omuz başından dirseğe kadar olan bölümündeki tek ve uzun kemik, pazı kemiği, karaca kemiği
-
kol kola : zarf Yan yana ve kollarını birbirine geçirerek"İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar." - S. M. Alus
-
kol nizamı : isim, askerlik Mangaların yan yana veya arka arkaya dizilişinde kişiler arasında bir kolu boyu mesafe bırakılması durumu
-
kol saati : isim Bileğe takılan saat, bilek saati
-
beşinci kol : isim Bir ülkede gizli olarak düşman için çalışan örgüt
-
çift kol : isim, askerlik Aynı yönde ilerleyen, duran veya yürüyen birliklerden ve araçlardan oluşan yan yana iki kol
-
eğitsel kol : isim Öğrencilerin çeşitli alanlarda kendilerini yetiştirmelerini amaç edinen çalışma kolu
-
karpuz kol : isim Bol büzgülü, kabarık, kısa giysi kolu
-
takma kol : isim Kesilen, kopan bir kolun yerine takılan yapma kol
-
kolu uzun : sıfat Gücü yeter, sözü geçer
-
cırcır kolu : isim Lokma vidaları sökmeye yarayan alet
-
çengi kolu : isim Çengilerden oluşan topluluk, çengi takımı
-
dağ kolu : isim, coğrafya Sıradağlardan her iki yöne doğru uzanan dağ sırtı
-
deve kolu : isim, tarih Çöl nitelikli bölgelerde taşıma işlerinde kullanılmak için develerden kurulmuş askerî ulaştırma birlikleri"Deve kolundan neferler geldi." - F. R. Atay
-
imdat kolu : isim Tehlike anında yolcuların aracı durdurabilmesi veya kapıları açabilmesi için görünür bir yerde bulunan durdurma veya açma kolu
-
iş kolu : isim, ekonomi Ekonomik etkinliklerin sınıflandırılması sonucu birbirine benzeyen veya aynı nitelikte olan çalışma dallarından her biri
-
kantar kolu : isim Üzerinde kantar topunun bulunduğu ve hareket ettiği demir çubuk
-
keşif kolu : isim, askerlik Düşmanın durumunu anlamak, arazi ve yollar hakkında bilgi toplamak için gönderilen kol
-
kumanda kolu : isim Genellikle bilgisayar oyunlarında oyunu yönetebilmek için kullanılan özel bir araç
-
sürgü kolu : isim Tüfeklerde fişek sürüp kovan boşaltan sürgünün elle tutulan kolu
-
tulumba kolu : isim Tulumbadan su çıkarmak için tulumbaya basmayı sağlayan uzun demir kol
-
vites kolu : isim Motorlu taşıtların dişlilerini birbirine geçirmeye yarayan manivela
-
yay kolu : isim Ok yaylarının esneyen uçlarının her iki yanı
-
yürüyüş kolu : isim, askerlik Belli bir bölgeye ulaşmak veya bulunulan bir bölgeden ayrılmak amacıyla bir kumanda altında, düzenli yürüyüş yapan piyade, zırhlı veya motorlu birliklerin tümü
-
zuhuri kolu : isim Orta oyunu takımı"Çayır'da da Kavuklu Hamdi'nin zuhuri koluna rastlanabilir." - S. Birsel
-
kol atmak : bitkinin gövdesinden ayrılan bir dal bir yöne uzanmak
-
kol gezmek : güvenlik amacıyla dolaşmak
-
kol uzatmak : yayılmak, ulaşmak
-
kol vermek : destek olmak
-
kol vurmak : dolaşmak
-
kola çıkmak : hırsız, polis vb. faaliyete geçmek, işe başlamak
-
kolları kopmak : ağır bir şey taşımaktan veya çok iş yapmaktan yorulmak
-
kolları sıvamak : bir iş yapmaya güçlü bir biçimde, istekle hazırlanmak
-
kollarını sallaya sallaya gelmek : hiçbir şey getirmeden gelmek
-
kollarının arasına almak : kucaklamak
-
kolu kanadı kırılmak : bir şey yapamayacak duruma gelmek, çaresiz kalmak
-
koluna girmek : kolunu birinin koltuğu altından geçirmek
-
koluna kuvvet : iş yapan bir kimseye, isteklendirmek, coşturmak için söylenen bir söz