-
kara tahta : isim Okullarda üzerine tebeşirle yazı yazılan, tahtadan yapılmış, siyah veya yeşil renkli, geniş levha, yazboz tahtası, tahta
-
bir tahtada : zarf Bir defada, yekten"Kadının ilk istediği parayı bir tahtada sayıyorum." - R. N. Güntekin
-
ekmek tahtası : isim Ekmeklik hamurun fırına sürülmek üzere hazırlandığı ve üzerine konulduğu uzun tahta
-
tahtakurusu : isim, hayvan bilimi Yarım kanatlılardan, uzunluğu 3-5 milimetre, vücudu oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyen, kan emerek beslenen, pis kokulu böcek, tahta biti (Cimex lectularius)"Tahtakurusu yüzünden çok defa kompartımanla
-
tahtaboş : isim Teras"Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar." - R. N. Güntekin
-
peştahta : isim İş masası gibi kullanılan çekmece
-
tahta biti : isim, hayvan bilimi Tahtakurusu
-
tahta göğüs : sıfat Tahta göğüslü
-
tahta kaşık : isim Genellikle şimşir ağacından yapılan, yemek pişirirken, yerken veya halk oyunlarında kullanılan kaşık"Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı." - N. Araz
-
tahta kurdu : isim, hayvan bilimi Tahtadan yapılma eşyayı kemirerek delik deşik eden kın kanatlı böcek (Anobium punctatum)
-
tahta pamuk : isim Döşemecilikte kullanılan bir dolgu ve örtü malzemesi
-
tahta perde : isim İki yeri birbirinden ayıran tahta duvar"Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı." - H. E. Adıvar
-
tahtası eksik : sıfat Aklı tam olmayan, şaşkın, alık, budala
-
öz tahta : isim Tomruğun özünden geçecek biçimde kesilerek alınan tahta
-
suni tahta : isim Sunta
-
taş tahta : isim Kayağan taştan yapılmış hesap tahtası
-
ahenk tahtası : isim Telli çalgılarda üzerine tellerin gerilmiş olduğu kapak tahtası
-
atlama tahtası : isim, spor Atletizm yarışmalarında tek adım veya üç adım atlamada kullanılan sıçrama tahtası
-
aynalık tahtası : isim, denizcilik Sandalların kıç taraflarında oturanın sırtını dayamasına yarayan tahta
-
borsa tahtası : isim Borsada alım satım fiyatlarının ilan edildiği pano
-
can tahtası : isim Göğüs kemiği
-
dama tahtası : isim Üzerinde dama oynanan tahta
-
deneme tahtası : isim Üzerinde bilgisizce tedavi, onarım vb. işler yapılan kimse veya şey"Usta, motoru deneme tahtası yaptı. Asistanlar, çocuğu deneme tahtası yaptılar."
-
duyuru tahtası : isim Duyurumluk
-
göğüs tahtası : isim Göğüs kemiği
-
hamur tahtası : isim Üzerinde hamur açılan, tekerlek biçiminde ve kısa ayaklı masa, yastağaç
-
ilan tahtası : isim Duyurumluk
-
iman tahtası : isim Göğüs kemiği"Sanki onların göğüsleri içindeki kalptir de bizim iman tahtalarımızın altındaki külde pişmiş ferik elması!" - A. Gündüz
-
kapak tahtası : isim Biçilen tomruğun tahtalarından en dışta kalan parçası
-
satranç tahtası : isim Üzerinde satranç oynanan altmış dört kareli tahta vb. yüzey"Ben politikanın satranç tahtası üstünde sadece bir piyonu idim." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
sıçrama tahtası : isim, spor Araçtan atlamalarda, üzerine hızla basarak yükselme hızı kazanılan yaylı veya esnek tahtadan eğik yüzeyli araç
-
silme tahtası : isim Ölçeğe tepeleme doldurulan tahılın üst yüzeyinin ölçekle aynı düzeye getirilmesi için kullanılan tahta
-
sofra tahtası : isim Yerde yemek yeneceği zaman üzerine sofra takımı konan alçak masa"Sofra tahtası, çardağın köşesinde kalan zeytinin gölgesinde kurulmuştu." - N. Cumalı
-
teneşir tahtası : isim Teneşir
-
ütü tahtası : isim Ütü masası
-
yazboz tahtası : isim Okullarda dışarı çıkan çocuğun dönüp dönmediğinin anlaşılması için girip çıkarken işaretlenen tahta
-
tahtaya kaldırmak : öğrenciyi sözlü sınav için sınıftaki tahtanın önüne çağırmak"Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı." - İ. O. Anar
-
tahtaya kalkmak : öğrenci sınıfta kara tahta önüne çıkmak"Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı." - İ. O. Anar