- yol
isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
- plan
isim Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen"Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." - H. Taner
- sıra
isim Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık
- hat
isim Çizgi
- saha
isim, spor Alan"Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu." - S. F. Abasıyanık
- devre
isim Belirlenmiş zaman dilimi"Bu kadar uzun bir bekleyiş devresi, tatsız ara veriş yeter." - A. Gündüz
- devre
zarf Ters, yanlış bir biçimde"Sarıldı boynuma ağlama deyi / Hotozumu devre bağlama deyi" - Karacaoğlan
- saf
isim Dizi, sıra"Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." - E. E. Talu
- saf
sıfat Katıksız, arı, katışıksız, halis, has"Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim." - H. S. Tanrıöver
- sinir
isim, anatomi Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
- hizmet
isim Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma"Vatan, evladının hizmetini bekliyor." - Ö. Seyfettin
- meslek
isim Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş"Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ün
- bilgi
isim İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- doğru
sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
- dizi
isim Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra"İki dizi inci."
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- çizgi
isim Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril"Bu kâğıda üç çizgi çekti." - Ö. Seyfettin
- ip
isim İplik"Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı." - N. Cumalı
- kuyruk
isim Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
- yöntem
isim Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika"Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu." - A. Kulin
- şekil
isim Biçim
- satır
isim Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi"İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı." - A. H. Müftüoğlu
- satır
isim Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü
- kordon
isim Genellikle ipekten yapılmış kalın ip"Yaver kordonu."
- soy
isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale"Bizler hadi neyse, böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." - M. Ş. Esendal
- halat
isim Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip
- not
isim Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı"Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın." - R. N. Güntekin
- tel
isim Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne"Gelin teli. Telgraf teli."
- tel
isim Telgraf
- pusula
isim Üzerinde kuzey güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç, yön belirteci"Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." - Ö. Seyfettin
- pusula
isim Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere"Hücrenin kapısında delikten bana bakan ere bir pusula uzatıp kumandana götürmesini istiyorum." - N. F. Kısakürek
- iplik
isim Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri
- olta
isim Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
- rol
isim, sinema, tiyatro Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı"Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış." - F. Otyam
- dize
isim Şiirin satırlarından her biri, mısra"İkinci dizenin sonunda, 'gözlerinin renginden'i okurken Belkıs kesti." - N. Cumalı
- seri
isim Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi"Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." - S. F. Abasıyanık
- seri
sıfat Hızlı"Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti." - R. N. Güntekin
- kablo
isim Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel"Konduları elektrik kablolarıyla sarıp sarmalayacağına söz verdi." - L. Tekin
- astarlamak
-i Astar geçirmek
- kaplamak
-i Her yanını örtmek, istila etmek"Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu." - H. S. Tanrıöver
- kısım
isim Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim"Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz." - N. Araz
- desen
isim Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
- doldurmak
-i Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu
- sıralamak
-i Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek"İskemleleri sıralamak."
- melodi
isim, müzik Ezgi"Biz bu melodileri ilk olarak Cemal Sahir operetlerinden duymuş, bellemiştik." - H. Taner
- çizmek
-i Çizgi çekmek
- dizgin
isim Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış
- nesep
isim Soy, baba soyu
- silsile
isim Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra"Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." - H. E. Adıvar
- urgan
isim Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat"Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var." - H. E. Adıvar
- tarik
isim Yol
- çığır
isim Çığın kar üzerinde açtığı iz
- güzergâh
isim Yolüstü uğranılacak, geçilecek yer"Dönüş yolumuz, Ayazağa, Kâğıthane güzergâhı idi." - S. Ayverdi
- sicim
isim Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap
- hiza
isim Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu"Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?" - M. C. Kuntay
- mısra
isim, edebiyat Dize
- anayol
Trafik ve İlk Yardım, Ana trafiğe açık olan ve bunu kesen karayolundaki trafiğin, bu yolu geçerken veya bu yola girerken, ilk geçiş hakkını vermesi gerektiği işaretlerle belirlenmiş karayoluna
denir.
- dizmek
-i, -e Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek"Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." - N. Cumalı
- itaatsiz
sıfat Söz dinlemez, buyruk dinlemez, kendi başına buyruk olan (kimse)
- meşguliyet
isim Meşgul olma, uğraşma durumu"Çile çeken derviş, dergâhta kendisine gösterilen vazife dışında her istediğini okumakta ve bazı meşguliyetlerde bulunmakta serbestti." - A. H. Çelebi
- çizgisel
sıfat Çizgi ile gösterilmiş
- Golf, Yapılan vuruşun düşünülen doğrultusudur.
- tarafını tutmak
- bir sıraya koymak
- ekvator çizgisi
- fikir silsilesi
- geometrik çizgi
- hareket tarzı
- hudut hattı
- içine astar koymak
- kandırıcı sözler
- kısa mektup
- kıyas etmek
- olta ipi
- savunma hattı
- sıra meydana getirmek
- vapur şirketi
- çizgilerle göstermek
- ölçme ipi