-
yol parası : isim Yolculuk sırasında harcanmak için ayrılmış para
-
gözü yolda : sıfat Sürekli bir şeyi bekleyen (kimse)
-
kara yolu : isim Yerleşim merkezlerini birbirine karadan bağlayan yol
-
bir yol : zarf Bir kez, bir defa"Otuz Beş Yaş şiirinin kolay söylenir bir şiir olduğunu sananlar, kâğıdı kalemi alıp bir yol da kendileri denesinler." - O. V. Kanık
-
demir yolu : isim Lokomotif, vagon vb. demir tekerlekli taşıtların üzerinde hareket ettiği, paralel iki ray döşenerek yapılan bir yol türü, tren yolu, demir hat"Bu demir yolu, Eğrikaya'dan, keçi yurdu önünden, dereyi aykırılar." - M. Ş. Esendal
-
hava yolu : isim Hava taşıtlarının uçuş sırasında izlemeye zorunlu oldukları yol
-
yolbil : isim Taşıtlarda belirlenen noktaya ulaşmak için yön bulmayı sağlayan aygıt, navigatör
-
yolbul : isim, denizcilik Yol ve belirlenen yeri bulma işi, navigasyon
-
yolkesen : sıfat Yolda engelleme yapıp soygun düzenleyen
-
otoyol : isim Hızlı bir trafik akımı sağlamak amacıyla yapılan, çok şeritli, çift yönlü, geniş yol, otoban
-
ayakyolu : isim Tuvalet"Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar." - S. Birsel
-
cinyolu : isim Tarlaların arasında görülen verimsiz topraklar
-
Samanyolu : özel, isim, gök bilimi Açık gecelerde gökyüzünde boydan boya görülen uzun, bol yıldızlı, ışıklı şerit, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, Kehkeşan, Samanuğrusu
-
suyolu : isim Sutaş