anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Iş anlamı nedir? , Iş ne demek ?

Kelimeler > I ile başlayan kelimeler > iş nedir?

Iş
anlamı isim

'Iş' 1 kelime ve 2 harften oluşmaktadır.

iş foto galeri
  • nedir İnşaat, Sözleşme evrakına göre işçi, malzeme ve ekipman gerektiren her türlü inşaat.
  • nedir Fen Bilimleri, Kuvvetin etkisiyle cismin hareket etmesi, yol alması.
  • nedir Fizik, Bir cismi bir yerden başka bir yere hareket ettiren kuvvetin harcadığı enerji. Joule olarak tanımlanır.
    Bir cisme uygulanan kuvvet cisim için yer değiştirme oluşturuyorsa, kuvvet iş yapmış olur.
  • nedir Ziraat (Tarım), Bir değer ortaya çıkaran çalışma. Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma.
  • nedir Eğitim-Öğretim, Birbiriyle kısmen ilişkili ve belirli bir süreyi dolduracak kadarı bir araya getirilmiş görevden oluşan kümedir. Bir iş, her zaman için bir mesleğin saygınlık ve gelirini sağlamayabilir.
  • nedir Otomobil-Araba, Karşı kuvvete rağmen cismin yer değiştirmesi, kilogram metre veya ayak-pound'la ölçülür.
  • nedir Karşılığında birisin düzenli olarak para aldığı üretim, hizmet veya ticaret faaliyeti.
  • nedir Yapılan şey.
  • nedir Dünya dilleri
  • nedir Yapılacak, bitirilecek bir şey.
  • nedir Değerlendirilmesi veya hakkında eylem yapılması gereken bir konu, soru, durum, vb.
  • nedir isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
  • nedir Bir değer yaratan emek
  • nedir Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev"Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim." - Ö. Seyfettin
  • nedir Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü"İşler durgun."
  • nedir Kamu yararına yapılan işler"Güvenlik işleri."
  • nedir Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma"Bu evin işi çok."
  • nedir Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek"Sonunda bir iş buldum." - S. F. Abasıyanık
  • nedir Ticari anlaşma, alışveriş
  • nedir Herhangi bir maksatla kurulan düzen"İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
  • nedir Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz"O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez."
  • nedir Yapılan şey, davranış"Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım."
  • nedir Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey"Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü." - M. Ş. Esendal
  • nedir Emek, işçilik, ustalık"Bu örtü, işi ağır bir örtüdür."
  • nedir İşlem"İşimi görmediler."
  • nedir Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış"Bu, bir zevk işidir."
  • nedir Yetenek"Demek bende daha iş varmış ki ilin öğretmeni seçtiler." - M. İzgü
  • nedir Sorun, konu, mesele, maslahat"Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı." - H. C. Yalçın
  • nedir Gizli neden veya maksat"Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti." - R. H. Karay
  • nedir fizik Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç"Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir."

Iş ile ilgi cümleler (2)

Cümleleri oylama yaparak üst sıralara veya listenin en altına gönderebilirsin :).

0

Yarım saat içinde Mere Freige'le iç yönetimi ne yolda ele alacakları, hangi iş alanında sorumluluğun tamamıyle kendilerinin olacağı üzerinde anlaştık. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

0

Genel temizlik, içindekiler arasında kurulan uyum, çeşitli iş dallarındaki gelişmedir. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

"iş" ile ilgili yukarıdaki cümleleri beğenmedin mi? o zaman yeni cümle görmek için aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de iş
  1. dış işleri : isim Bir devletin başka devletlerle ilgili işleri, hariciye

  2. iç işleri : isim Bir ülkenin kendine özgü işleri

  3. çürük iş : isim Bozuk, kötü, işe yaramaz özellikleri olan durum veya iş

  4. iş günü : isim Tatil günleri dışında kalan, çalışılmak üzere yasayla belirlenmiş gün, çalışma günü

  5. kalem işi : isim Elle yontularak veya çizilerek yapılan iş

  6. iş yeri : isim Bir görevin yapıldığı yer

  7. ayak işi : isim Birtakım getir götür işleri

  8. sıra işi : sıfat Değeri fazla olmayan

  9. iş gezisi : isim Karşılıklı iş ilişkilerini düzenlemek amacıyla bir ülke veya şehre yapılan seyahat, çalışma gezisi, iş seyahati

  10. iş bilimi : isim İnsanın, makinenin ve çevrenin bir arada uyumlu ve verimli bir biçimde çalışmasını inceleyen bilim dalı, ergonomi

  11. iş merkezi : isim İş yerlerinin yoğun olduğu bölge

  12. iş kolu : isim, ekonomi Ekonomik etkinliklerin sınıflandırılması sonucu birbirine benzeyen veya aynı nitelikte olan çalışma dallarından her biri

  13. iş sözleşmesi : isim, hukuk İşçilerle işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen yöntem ve şartları kapsayan sözleşme, iş akdi, hizmet akdi

  14. iş güç : isim Uğraş"Hepsinin işi gücü var." - A. Kulin

  15. iş gücü : isim Bir insanın yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmek zorunda olduğu fiziksel ve düşünsel yetilerinin tümü

  16. orta işi : isim Bir evin temizlik işlerinin bütünü, orta hizmeti

  17. hesap işi : isim Bir tür el işlemesi"Onun namaz bezlerindeki mahareti yalnız hesap işlerinden ibaret değildi." - H. Z. Uşaklıgil

  18. işbaşı : isim İş yerlerinde işe başlama

  19. işgüder : isim Maslahatgüzar

  20. işveren : isim İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron"Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun." - S. F. Abasıyanık

  21. iş adamı : isim Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kişi"Bu iş adamı, şimdiye dek tanıdıklarımızdan oldukça farklı, iyi okutulmuş." - A. Ağaoğlu

  22. iş akdi : isim, hukuk İş sözleşmesi

  23. iş alanı : isim Çalışılacak, kazanç sağlanacak dal"Memlekette her gün yeni yeni iş alanları açılıyor."

  24. iş bırakımı : isim İsteklerini işverene kabul ettirmek için işçilerin, işlerini hep birden bırakması, grev

  25. iş bıraktırımı : isim İşverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı, lokavt

  26. iş birliği : isim Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrikimesai"Yaşları otuzu geçmemiş olmak şartı ile her çeşit grupla iş birliğine hazırdılar." - H. Taner

  27. iş bölümü : isim Bir işi, iki veya daha çok kişi arasında bölme"Evliliğim boyunca, saçmalığını ancak şimdi idrak edebildiğim bir iş bölümü vardı Ayşin ile aramızda." - E. Şafak

  28. iş donu : isim İş yaparken giyilen giysi

  29. iş eri : isim Elinden iyi iş gelen, becerikli kimse

  30. iş güçlüğü : isim İş kolunun zor koşullarından kaynaklanan durum

  31. iş hacmi : isim, ticaret Ticari kuruluşlarda bir yıl içinde yapılan işlemlerin toplam değeri, ciro

  32. iş hanı : isim Birden çok iş yerinin bulunduğu çok katlı bina

  33. iş hayatı : isim Belli bir iş veya mesleği yürüten kimselerin uğraşmakta oldukları alan

  34. iş kadını : isim Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kadın

  35. iş kazası : isim, hukuk İş yerinde meydana gelen ve işçiyi bedensel veya ruhsal yönden etkileyen olay

  36. iş önlüğü : isim Önlük

  37. iş saati : isim Çalışma saati"İş saatinin yazın daha geç bitişi göz önüne alınarak o saatlerde daha sık vapur konulabilir." - N. Hikmet

  38. iş seyahati : isim İş gezisi

  39. işe uygun : sıfat Yapılan işe elverişli olan

  40. işi duman : isim İşi ve durumu kötü olan kimse

  41. işi tıkırında : sıfat İşi çok uygun, çok iyi"İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir." - S. İleri

  42. ağır iş : isim Fazla güç ve emek isteyen yıpratıcı her türlü iş

  43. beyaz iş : isim Beyaz pamuklu veya keten kumaşlar üzerine beyaz veya renkli ipliklerle yapılan sarma iş

  44. bulaşık iş : isim Yolsuz, uygunsuz, kirli iş

  45. götürü iş : isim Toptan yapılan iş

  46. ince iş : isim Nakış

  47. kârlı iş : isim İyi para getiren iş veya çalışma alanı

  48. Acem işi : isim Döşemelik kumaşların üzerine renkli ipek iplikle işlenen, yer yer altın veya gümüş boncuklarla süslenmiş nakış

  49. Antep işi : isim Gaziantep yöresine özgü, iplikleri çekilmiş ve kafes şeklini almış kumaş üzerine aynı renk iplikle verevine sarılarak yapılan bir tür el işlemesi

  50. çocuk işi : isim Kolay veya önemsiz iş

  51. el işi : isim Makine kullanmadan yapılan örgü, dikiş vb. el ürünü

  52. erkek işi : isim Yalnızca erkeğin yapabileceği, daha çok güç, kuvvet isteyen zahmetli iş

  53. ev işi : isim Ev içinde gündelik olarak yapılan her türlü iş"Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim." - A. Ağaoğlu

  54. hamur işi : isim Hamurdan yapılan yiyeceklerin genel adı

  55. kavaf işi : sıfat Özensiz ve gelişigüzel yapılan"Fakat kavaf işi yeni mestleriyle kunduralarına dayanamayarak onları ayaklarından sıyırmışlardı." - H. R. Gürpınar

  56. mancınık işi : isim Kozadan ipek sağlama işi

  57. Maraş işi : isim Karton üzerine gerilmiş kumaşa sim, sırma vb. sarılarak yapılan bir nakış türü

  58. orak işi : isim Orakla ekin, ot vb. biçme"Komşu kadınlardan birkaçı orak işinde bize yardıma gelmişlerdi." - M. Kutlu

  59. şıpın işi : isim Özensiz, çabucak yapılan iş

  60. tarak işi : isim Tarak dişleri gibi yol yol yapılmış el işi

  61. usta işi : sıfat Eli uz, işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılan"Bir gün altında imzası, usta işi bir şiir yayımlayarak kendisini avuttu." - Y. Z. Ortaç

  62. diyanet işleri : isim, din b. (***) Dinle ilgili işler

  63. özlük işleri : isim, hukuk Bir kuruluşta görevlilerin atanmaları, yükselmeleri ve emeklilikleri vb. kişisel işlemlerin bütünü

  64. su altı işleri : isim Dalgıçlık, balık adamlık, inci, midye, sünger avcılığı gibi deniz, göl ve akarsularda su altında çalışmayı gerektiren işler

  65. zat işleri : isim, hukuk Özlük işleri

  66. iş açmak : uğraştırıcı, gereksiz bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  67. iş almak : yapılması kesinleşen bir işi üstlenmek, taahhüt altına girmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  68. iş amana binince kavga uzamaz : "kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  69. iş anlatılıncaya kadar baş elden gider : "kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  70. iş ayağa düşmek : iş, sorumsuz ve yetkisiz olanların elinde kalmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  71. iş başa düşmek : kendi işini kendi görmek zorunda kalmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  72. iş bırakmak : çalışanlar toplu hâlde işlerini terk etmek, çalışmayı durdurmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  73. iş bilenin, kılıç kuşananın : at binenin, kılıç kuşananın"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  74. iş bilmek : becerikli olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  75. iş bitirmek : bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  76. iş (birinde) bitmek : işin bitmesi veya sorunun çözümü birine bağlı olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  77. iş (birinden) bitmek : işin sonuçlanması ondan beklenilmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  78. iş çatallanmak : bir işte güçlükle karşılaşmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  79. iş çevirmek : gizli, dolambaçlı bir iş yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  80. iş çığırından çıkmak : bir iş amacından saparak düzeltilmesi güç bir durum almak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  81. iş çıkarmak : çok iş yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  82. iş dayıya düştü : gayret dayıya düştü"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  83. iş değil : bir şeyin çok kolay olduğunu belirten bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  84. iş düşmek : birinin iş yapması gerekmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  85. iş edinmek : bir şeyi görev, meslek olarak kabul etmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  86. iş görmek : iş yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  87. iş göstermek : yapması için birine iş vermek, iş buyurmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  88. iş inada binmek : bir işi yapmakta direnmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  89. iş insanın aynasıdır : "bir kimsenin nasıl bir kişi olduğu yaptığı işlerden anlaşılır" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  90. iş işlemek : nakış yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  91. iş işten geçmek : bir işi gerçekleştirme imkânı kalmamış olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  92. iş (birine) kalmak : işin bitmesi için asıl gayret birine düşmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  93. iş karıştırmak : fesat sokmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  94. iş ki : yeter ki"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  95. iş mi? : yapılan bir şeyin beğenilmediğini, küçümsendiğini bildiren bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  96. iş ola : yaptığı iş beğenilmediğinde "sanki iş görmüş gibi" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  97. iş olacağına varır : bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  98. iş olsun diye : gereksiz bir hareketi belirtmek için kullanılır"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  99. iş sarpa sarmak : iş, içinden çıkılması zor bir duruma girmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  100. iş şirazesinden çıkmak : düzenini kaybetmek, çığırından çıkmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  101. iş tutmak : iş yapmak, çalışmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  102. iş vermek : birine yapacak iş göstermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  103. iş yapmak : çalışmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  104. iş yok : "o şeyden yarar beklememeli" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  105. işe bak! : şaşırılacak bir durum karşısında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  106. işe girmek : göreve, çalışmaya başlamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  107. işe karışmak : herhangi bir konuda katkıda bulunmak, görev almak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  108. işe koşmak : birine iş yaptırmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  109. işe yaramak : elverişli olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  110. işi ahbaplığa dökmek : yerli yersiz yakınlık göstermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  111. işi aksi gitmek : istenilen sonucu elde edememek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  112. işi anlamak : gizli bir şeyi, bir sorunu anlamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  113. işi azıtmak : yanlış ve aşırı yollara sapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  114. işi bitmek : işi sona ermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  115. işi bozmak : yapılan anlaşmayı, verilen sözü tutmamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  116. işi bozulmak : yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  117. işi ciddiye almak : soruna önem vermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  118. işi çıkmak : başka bir işle meşgul olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  119. işi düşmek : birinin yardımına gereksinim duymak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  120. işi ...-e dökmek : işi değiştirip bir başka biçime çevirmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  121. işi ...-e vurmak : gerekenden başka biçimde davranmak, ... gibi görünmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  122. işi ileri götürmek : beklenenden daha aşırı davranışlar içine girmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  123. işi iş, kaşığı gümüş : "işi tam istediği yolda" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  124. işi iş olmak : işi yolunda olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  125. işi kotarmak : işin üstesinden gelmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  126. işi ne? : ne işi var?"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  127. işi olmak : yapacak bir şeyi bulunmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  128. işi pişirmek : aralarında gizlice anlaşmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  129. işi resmiyete dökmek : bir iş veya durum için resmî bir yola sokmak, resmî bir nitelik vermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  130. işi sağlama almak : işin gerçekleşmesi ve bozulmaması için gerekli önlemleri almak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  131. işi savsaklamak : işi yavaşlatmak, gereken önemi göstermemek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  132. işi şakaya dökmek : ciddi başlayan bir sözü veya davranışı şakaya çevirmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  133. işi tatlıya bağlamak : sorunlu bir işi, iyi bir biçimde çözmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  134. işi temizlemek : sorunu çözmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  135. işi uzatmak : bir işi sonuçlandırmamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  136. işi üç nalla bir ata kaldı : "eline geçen imkân henüz yapmak istediği şeyi gerçekleştirmesini sağlayacak kadar değil ama yine de umutlanıyor" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  137. işi (bir şeye) vurmak : işi değiştirmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  138. işi yokuşa sürmek (veya koşmak) : işi zorlaştırmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  139. işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak) : iş düzenli ve istenilen biçimde yürümek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  140. işi yoluna koymak : işi yapılabilir duruma getirmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  141. işin alayında olmak : bir işe gereken önemi vermemek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  142. işin başı : bir işin en önemli noktası"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  143. işin doğrusu : açıkçası"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  144. işin fenası : işin kötüsü"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  145. işin garibi : işin tuhafı"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  146. işin içinde iş var : "işin içyüzü göründüğü gibi değil, başka" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  147. işin içinden çıkamamak : başaramamak, sorunu çözümleyememek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  148. işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak) : bir şeyi anlamak, bir sorunu çözümlemek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  149. işin kolayına kaçmak : derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  150. işin kötüsü : işin kötü yanı"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  151. işin kurdu : bir işin en ince ayrıntısını bilen, deneyimli, uzman (kimse)"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  152. işin kurdu olmak : belirli bir konuyla ilgili her şeyi bilmek, uzmanlaşmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  153. işin mi yok : "önemli değil, boş ver" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  154. işin ortasını bulmak : ortak bir noktada anlaşmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  155. işin rengi değişmek : konu başka biçimde gelişmek, öncekinden farklı davranmaya başlamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  156. işin tuhafı : işin tuhaf olan yanı"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  157. işin ucu birine dokunmak : bir işten dolaylı olarak zarar görmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  158. işin üstesinden gelmek : güç bir işi başarmak, sonuçlandırmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  159. işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol : "tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  160. işinden olmak : görevini yitirmek, görevinden atılmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  161. işine bak! : "görevini, işini sürdür" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  162. işine gelmek : çıkarına, amacına, düşüncesine uygun olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  163. işine göre : çıkarına uygun"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  164. işine hor bakan boynuna torba takar : "işini küçümseyen kişi para kazanamaz, para kazanamayanın sonu ise dilenciliktir" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  165. işine koyulmak : işini yapmayı sürdürmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  166. işini bilmek : nereden, nasıl yararlanacağını bilmek, çıkarını bilmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  167. işini görmek : görevini yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  168. işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına : "başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin" anlamında kullanılan bir söz"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  169. işini uydurmak : kurnaz, açıkgöz davranarak işine istediği gibi biçim vermek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  170. işini yoluna koymak : işi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  171. işinin adamı : çalıştığı işte başarı sağlayan, işinin gerektirdiği nitelikleri taşıyan kimse"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  172. işler açılmak : piyasa canlanmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  173. işler arapsaçına dönmek : işler çok karmaşık bir hâl almak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  174. işler becermek : zararlı, gizli işler yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  175. işten (bile) değil : çok kolay"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  176. işten el çektirmek : görevden uzaklaştırmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  177. işten güçten vakit bulamamak : çok yoğun çalıştığı için zaman ayıramamak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık


Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (1 tane) : i
  2. - Ünsüz harf (1 tane) : ş
  3. - İnce Ünlüler : (1) : i
  4. - Sert Ünsüz : (1) : ş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • Sulphur
  • Salon
  • Spade
  • Fragrance
  • Living room
  • Aroma
  • Badger-dog
  • Hilarious
  • Brimstone
  • Snort

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı