- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- baskı
isim Bir eserin basılış biçimi veya durumu"Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı." - A. Ş. Hisar
- sayı
isim, matematik Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet"Bir, beş, yüz, birer sayıdır."
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- çıkarma
isim Çıkarmak işi, emisyon"Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda." - N. Hikmet
- döl
isim Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü, zürriyet, nesil"Macarların çoğunun bize benzeyişinin bir nedeni de bu döl karışmasıdır." - H. Taner
- konu
isim Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje"Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen." - Y. Z. Ortaç
- yayın
isim Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat
- son
sıfat Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa
- dava
isim, hukuk Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- bahis
isim Üzerinde konuşulan şey, konu"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
- sonuç
isim Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice
- nüsha
isim Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri"Bu yazma eserin üç nüshası daha var."
- sonuç vermek
sonuçlanmak
- boşalma
isim Boşalmak işi"Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı." - L. Tekin
- basım
isim Basımcılık
- şey
isim Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- macera
isim Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür"Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim." - A. H. Tanpınar
- mesele
isim Sorun"Gazeteler vakit vakit bir meseleyi öne sürerler." - N. Hikmet
- nesil
isim, toplum bilimi Kuşak"Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar." - A. H. Tanpınar
- akmak
-den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık
- doğmak
nsz Dünyaya gelmek
- neşet etmek
kaynağını bir yerden almak, doğmak
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- dağıtım
isim Dağıtma işi, tevzi"Bunlar, matbaada basılan ve dağıtımı yapılan dergilerdi artık." - A. Kutlu
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- çıkış
isim Çıkma işi"Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı." - A. Kutlu
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- donatmak
-i Birinin giyimini sağlamak
- yayımlamak
nsz Kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek"Türk Dil Kurumunun yeni yayımladığı kitapları gördüm."
- bildirmek
-e Herhangi bir şeyi haber vermek"Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor." - E. İ. Benice
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- mevzu
isim Konu"Para aklımdan geçen bir mevzu olmamıştır." - A. Gündüz
- ihraç etmek
yurt dışına mal veya hizmet satmak
- netice
isim Sonuç"Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." - Atatürk
- dışarı çıkmak
kapalı bir yerden dışarı gitmek"Dışarıda karlar erimeye başlamış." - A. Ümit
- cerahat
isim İrin
- problem
isim, matematik Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele
- akıbet
isim Bir iş veya durumun sonu, sonuç"Diğerlerinin akıbetlerini bilmiyorum." - İ. O. Anar
- donatma
isim Donatmak işi, teçhiz
- husule gelmek
olmak, oluşmak, doğmak, çıkmak, meydana gelmek
- tevzi
isim Dağıtma, üleştirme
- yayımlama
isim Yayımlamak işi
- hâsıl olmak
- yayınlamak
- çocuklar
- piyasaya çıkarma, yayımlama, baskı, sayı, önemli çekit, dağıtım, çap etmek, yayımlamak, dağıtmak, donatmak,
- basılıp yayınlanmak
- boşalma yeri
- dışarı akmak
- münakaşa edilen
- müzakere konusu
- yayınlama