-
çifte bahis : isim At yarışlarında üzerine bahis konulan, art arda yapılan iki koşunun birincilerini tahmin etme biçiminde oynanan oyun
-
ikili bahis : isim En az beş atın katıldığı ve üzerine bahis konulan bir koşuda birinci ve ikinci olan atları sırasıyla, altıdan fazla atın katıldığı koşuda ise sırasız olarak tahmin etme biçiminde oynanan oyun
-
bahis konusu : sıfat Söz konusu"Ablamın dediğine göre bunların biriyle evlenmem bahis konusuymuş." - H. E. Adıvar
-
bahsetmek : -den Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak"Annesine eziyet ettiğine inandığı babasından fazla bahsetmek istemediğini sezdim." - A. Kabaklı
-
mevzubahis : sıfat Söz konusu"O hâlde burada yine kanmak ve kandırmak mevzubahistir." - S. F. Abasıyanık
-
bahis mevzusu : sıfat Söz konusu
-
müşterek bahis : isim At yarışlarında, en az iki koşuda yarışan hayvanlardan birinin kazanmasına bağlanan talih oyunu
-
tabela bahis : isim At yarışlarında üzerine bahis konulan koşuda ilk dört sırayı paylaşan atları sıralı veya sırasız olarak doğru tahmin etme biçiminde oynanan oyun
-
üçlü bahis : isim, spor At yarışlarında aynı koşuda ilk üçü tahmin etmeye yönelik müşterek bahis oyunu
-
bahis açmak : belli bir konuda konuşmaya başlamak"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahse girmek (veya tutuşmak) : görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahsi geçmek : bir konu üzerinde konuşulmuş olmak"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahsi kapamak : bir konu üzerindeki konuşmayı kesmek"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahsi kaybetmek : ileri sürülen, savunulan görüşün yanlış olduğu ortaya çıkmak"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahsi kazanmak : ileri sürülen, savunulan görüşün doğru olduğu belli olmak"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa
-
bahsi tazelemek : konuşmayı aynı konu üzerine getirmek"Bu bahisleri bırakalım artık." - P. Safa