- çevre
isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - O. Rifat
- saha
isim, spor Alan"Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu." - S. F. Abasıyanık
- ders
isim Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi"Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu." - S. F. Abasıyanık
- Orta
isim Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- yatak
isim Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." - R. H. Karay
- kır
isim Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk"Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü." - F. R. Atay
- kır
isim Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ bayır"Araba tenha, düz yolda tıkır tıkır gidiyor, ara sıra kır kokuları getiren hafif bir rüzgâr esiyordu." - Ö. Seyfettin
- alan
isim Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- Maden
isim, jeoloji Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral
- çayır
isim Üzerinde gür ot biten düz ve nemli yer"O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk." - A. Kutlu
- oyun sahası
isim, spor Oyun alanı
- meydan
isim Alan, saha"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- savaş alanı
isim, askerlik Savaş olan yer, meydan
- bölüm
isim Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım"Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor." - A. Ağaoğlu
- tarla
isim Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası"Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar." - Halikarnas Balıkçısı
- kesim
isim Kesme işi
- sektör
isim Bölüm, kol, dal, kesim"Özel sektör."
- mera
isim, coğrafya Otlak"Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı." - Ö. Seyfettin
- fırsat
isim Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon"Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım." - A. Ümit
- zemin
isim Taban, döşeme, yer"Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı." - M. Ş. Esendal
- cisim
isim Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey
- yörünge
isim, gök bilimi Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol, mahrek
- muhit
isim Çevre, yöre, etraf"Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu." - N. Hikmet
- otlak
isim, coğrafya Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera"Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu." - N. Cumalı
- bilim dalı
Üniversite, Üniversitelerde bölümlerin alt bilim veya uzmanlık dalları. Disiplin olarak da adlandırılır. Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü.
- cevaplandırmak
-i Bir şeyin cevabını, karşılığını vermek, yanıtlandırmak"Mustafa Kemal Paşa, bu isteği ilk önce şakaya alarak şöyle cevaplandırmıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- mezra
isim Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer, ekenek
- etki alanı
- tarla, alan, saha, açık arazi, kır, kırlık, otlak, çayır, mera, çalışma, iş, etkinlik alanı,
- bir yarışmaya katılanlar
- savaş meydanı
- tesir sahası