- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- konu
isim Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje"Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen." - Y. Z. Ortaç
- toplantı
isim Birden çok kimsenin belirli amaçlarla bir araya gelmesi, içtima"Komisyon toplantısı bitsin de görürsünüz." - M. Ş. Esendal
- mal
isim Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü"Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı." - Ö. Seyfettin
- üst
isim Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı"Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." - H. E. Adıvar
- olay
isim Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka"O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." - N. Cumalı
- eşya
isim Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesneler"Güçlük, ev bulmak ve eşyayı taşımak derdiyle başlar." - B. Felek
- nesne
isim Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
- giysi
isim Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, esvap, libas, urba"Hanımlar tatil köylerinde son moda giysiler giyiyorlar." - Ç. Altan
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- şey
isim Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- macera
isim Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür"Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim." - A. H. Tanpınar
- mesele
isim Sorun"Gazeteler vakit vakit bir meseleyi öne sürerler." - N. Hikmet
- obje
isim, felsefe Nesne"Şimdi bunlar sırf müzelik birer obje olarak duruyorlar." - H. Taner
- mahluk
isim Yaratık"İnsanlar, koku duygusunun çeşitlerini ve manalarını görmekte her mahluktan daha fazla miyopturlar." - İ. A. Gövsa
- kurultay
isim Ulusal veya uluslararası bilimsel toplantı
- mevcudiyet
isim Varlık"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur." - Atatürk
- meta
isim Mal, ticaret malı
- pılı pırtı
isim Eski eşya"Şu pılı pırtıları kaldırmalı."
- hede
- işin aslı
- nen
- cinsel organ
- cinsel organlar
- tenasül organları
- a democracy! Devlet idarelerine her şeye rağmen demokrasi diyorlar !
- cansız şey veya madde
- kar etmek. see things hulyalan olmak. sure thing güvenilecek şey
- of all things
- of all things! Hoppalaa! They call their government
- tabii. the thing moda
- yaratik
- zat, cisim, şey, nesne, olay, yaratık, canlı, gerekli şey, ihtiyaç
- önemli şey veya fikir. He knows a thing or two Bir iki şey biliyor. Well