- ayak
isim, anatomi Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- derece
isim Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." - Ö. Seyfettin
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- adım
isim Yürümek için yapılan ayak atışlarının her biri
- üvey
sıfat Yalnız yasaca akraba sayılan, aralarında kan bağı bulunmayan, öz olmayan"O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık." - H. F. Ozansoy
- faz
isim, fizik Elektrik geriliminde evre
- hareket
isim, fizik Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- ayak izi
isim Herhangi bir zemin üzerinde ayağın bıraktığı iz"Karda ayak izleri var / Vurulup düştükleri yere kadar" - N. Cumalı
- ayak basmak
bir yere varmak, ulaşmak
- ayağını denk almak
başkalarının kendisine yapma ihtimali bulunan kötülüklere karşı uyanık davranmak
- aşama
isim Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
- uygun
sıfat Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- derece derece
sıfat Farklı farklı, değişik"Böyle kabul etmeyenin sürgünden ipe kadar derece derece ağır cezaları vardır." - F. R. Atay
- merdiven
isim Bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi, basak"Bir alt kata iki merdivenle iniliyordu ve arada ufak bir platform vardı." - O. Aysu
- kısa mesafe
isim Uzaklığı az olan yer
- girişim
isim Bir işe girişme, teşebbüs"Bu yeni öğrendikleri girişim birçok bakımdan düşündürücü ve karanlık görünüyordu." - T. Buğra
- teşebbüs
isim Girişim, girişme
- aksiyon
isim Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması
- safha
isim Evre"Gündelik hayatın türlü safhalarına ait muhavereler ihtiva eden bu gibi eserler Türkçe için de öteden beri yazılagelmiştir." - F. İz
- gitmek
-e Bir yere doğru yönelmek
- basmak
-e Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına." - C. Külebi
- hamle
isim İleri atılma, atılım, saldırış, savlet"Teşebbüs, hamle, gayret, aksiyon ne demektir, bu gözü dönmüş insanlardan öğrenmek lazım." - N. F. Kısakürek
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- girmek
-e Dışarıdan içeriye geçmek"Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum." - A. Ağaoğlu
- tedbir
isim Önlem
- basamak
isim Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri"Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı." - P. Safa
- ilerleme
isim İlerlemek işi"Doğru yolda, seçtiğim bir yolda ilerlemem gerekir." - N. Hikmet
- yürümek
nsz Adım atarak ilerlemek, gitmek"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - H. Taner
- adımlamak
-i Adımla ölçmek
- oturtmak
-i, -e Oturma işini yaptırmak"İçeri girer girmez bileğimden kavradı, önüne beni oturttu, hayvanı mahmuzladı." - S. M. Alus
- amel
isim Yapılan iş, edim, fiil
- kademe
isim Aşama, basamak, derece
- evre
isim Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale
- eşik
isim Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak"Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti." - T. Buğra
- merhale
isim Derece, basamak, aşama, evre"Bu yolun üstünde Edirne bir konak, hürriyet bir merhaledir." - F. R. Atay
- terakki
isim İlerleme, yükselme, gelişme
- kuvvetlendirmek
-i Güçlenmesini sağlamak, gücünü artırmak"Garp medeniyetine girmek ve Türk harsını kuvvetlendirmek, Türkçülüğün ikiz çocuklarıdır." - O. S. Orhon
- ayak sesi
- adım atmak
- ağır adımlarla yürümek
- adımlarla ölçmek
- bir adımda ulaşmak
- birkaç adımlık yer
- elektrik gücünü artırmak
- elektrik gücünü azaltmak
- gidiş tarzı
- yürüyüş tarzı
- adım, basamak, ayak sesi, ayak izi, girişim, önlem, tedbir, kademe, derece, ç, seyyar merdiven, adım atmak, girmek, basmak
- ayağını denk almak.
- aynı ayarda. out of step adımları birbirine uymayan
- basamaklar halinde düzenlemek. step down inmek
- başkalarına ayak uyduramayan .take a step adım atmak
- istifa etmek. step in müdahale etmek
- karışmak .step on üstüne basmak
- kuvvetlendirmek .
- suratle hareket etmek veya davranmak
- tedbirler
- tedricen .in step ayak uydurarak
- teşebbüs etmek. take steps tedbir almak. watch one' step dikkat etmek
- yerine yerleştirmek veya oturtmak