- cümle
isim, dil bilgisi Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce"Ben bu cümleyi üç defa okudum, hiçbir şey anlayamadım." - B. R. Eyuboğlu
- söz
isim Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- tümce
isim, dil bilgisi Cümle"Her şey bütün bağlantılarıyla anlaşılmadan o tek tümceyi çevirtmek istemiyordu." - A. Ağaoğlu
- yargı
isim Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm"İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum." - A. Ağaoğlu
- karar
isim Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- ceza
isim Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım"O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum." - E. Şafak
- özdeyiş
isim Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz, vecize, ülger, kelamıkibar, aforizm, aforizma, motto"Kitabındaki her bölümün başına seçkin düşünürlerin ve sanatçıların k
- kaza
isim İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
- hüküm
isim Yargı"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- ceza vermek
cezalandırmak"O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum." - E. Şafak
- mahkûm etmek
hüküm giydirmek"Müebbet hapse mahkûm bir suçlu."
- hüküm vermek
iyice düşündükten sonra bir karara varmak"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- ahkam
Kur’an-ı Kerim, Hükümler.
- vecize
isim Özdeyiş"Daima birtakım vecizeler zikreden eniştemiz yemeğe dair de böyle şeyler söyler." - A. Ş. Hisar
- ilâm
Emlak ve Gayrimenkul, Mahkeme kararı demektir.
- mahkûmiyet
isim, hukuk Hükümlülük"Hiçbir mahkûmiyeti yoktur."
- tümle
- hüküm giydirmek
- tümce, cümle, yargı, karar, hüküm, ilam,