-
göz kararı : isim Ölçü veya tartı ile değil gözle oranlanarak belirlenen miktar
-
kararname : isim Cumhurbaşkanının onayladığı hükûmet kararı"Bir sabah bir kasabada uyanırsınız o gün bir kararname imzalanır, akşama bir şehirli olursunuz." - Ü. Dökmen
-
ara kararı : isim, hukuk Bir davanın bakılmasını kolaylaştırmak için yargıdan önce önlem niteliğinde verilen karar
-
kavlükarar : isim Söz, sözleşme
-
tashihikarar : isim, hukuk Mahkemece alınan kararın düzeltilmesi
-
nihai karar : isim Herhangi bir konuda alınan son karar
-
orta karar : sıfat Orta derecede, biraz uygun
-
arama kararı : isim, hukuk Arama yapılabilmesi için hâkim tarafından verilmiş karar
-
gıyap kararı : isim, hukuk Duruşmaya gelmemenin yaptırımı
-
görevsizlik kararı : isim, hukuk Yargıcın bir davada mahkemeyi yetkisiz bulması
-
hakem kararı : isim Sporda özellikle güreş ve boksta sonucun hakem veya hakemler tarafından belirlenmesi
-
mahkeme kararı : isim, hukuk Dava sonunda açıklanan karar, hüküm
-
takipsizlik kararı : isim, hukuk Herhangi bir suçtan ötürü sanık durumunda olan bir kimse için kovuşturmadan vazgeçme kararı
-
karar almak : bir davayı, bir sorunu sonuca bağlamak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar altına almak : karar vermek, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar kılmak : birçok şeyi deneyip birini seçmek"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar vermek : bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara bağlamak : bir davayı, bir sorunu çözümlemek, sonuçlandırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara kalmak : davanın görüşülmesi bitip yargıcın kararını beklemek"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara varmak : bir konuda anlaşmak, bir şeyi kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
kararında bırakmak : ölçüyü aşmamak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver