anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

pass

Kelimeler > P ile başlayan kelimeler > pass nedir ?
pass
pass, pass nedir ,pass ne demek
  • durum

    isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin

  • boyun

    isim, anatomi Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi"Ellerini bu defa boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi." - A. İlhan

  • hâl

    isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar

  • söz vermek

    bir işi yapacağını kesinlikle bildirmek

  • boğaz

    isim Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak"Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." - Ö. Seyfettin

  • karar vermek

    bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver

  • pasaport

    isim Yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili kuruluşça verilen, yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belge"Pasaportlar için Emniyet Dairesine gittim, orada lafa daldım." - R. H. Karay

  • el çabukluğu

    isim Bir işi çabuklukla yapabilme ustalığı"Hep aynı numara, sen bize göstereceksen başka el çabukluğu göster." - M. İzgü

  • geçit

    isim Geçmeye yarayan yer, geçecek yer"Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer." - T. Buğra

  • pas

    isim Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde"Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı." - L. Tekin

  • pas

    isim Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi

  • geçiş

    isim Geçme işi"Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum." - R. N. Güntekin

  • can vermek

    ölmek

  • giriş kartı

    isim Bir kuruluşa, bir toplantıya veya bir spor karşılaşmasına serbestçe girebilme olanağı sağlayan belge

  • vefat etmek

    ölmek"Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti." - A. H. Çelebi

  • yok olmak

    ortadan kalkmak, kaybolmak

  • üstünden geçmek

    daha önceden yapılmış bir işi, denetlemek amacıyla yeniden gözden geçirmek"Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." - H. E. Adıvar "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında

  • yeterli olmak

    bir işi yapabilme gücü bulunmak

  • sona ermek

    son bulmak"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa

  • bahsetmek

    -den Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak"Annesine eziyet ettiğine inandığı babasından fazla bahsetmek istemediğini sezdim." - A. Kabaklı

  • beyan etmek

    bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak

  • hüküm vermek

    iyice düşündükten sonra bir karara varmak"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay

  • intikal etmek

    yer değiştirmek

  • vaziyet

    isim Durum, tavır, hâl"Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı?" - A. M. Dranas

  • vaziyet

    isim El koyma

  • tahliye etmek

    boşaltmak"Evin tahliyesi iki gün sürdü."

  • onaylamak

    -i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel

  • görmek

    -i Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek

  • geçmek

    -e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra

  • aktarmak

    -i, -e Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

  • dönüşmek

    -e Bir biçimden, bir durumdan başka bir biçime veya duruma geçmek, tahavvül etmek"Gülüşü içli bir duyarlığa dönüştü yüzünde." - N. Cumalı

  • açmak

    -i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu

  • sürmek

    -i, -e Yönetip yürütmek, sevk etmek

  • akıtmak

    -i, -e Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek

  • bitmek

    nsz Tükenmek"Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık

  • çıkmak

    -den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay

  • şebeke

    isim Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ

  • vermek

    -i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin

  • boşaltmak

    -i Boş duruma getirmek"Bu durum, ister istemez evi doldurup boşaltanlarda da kısıntı yapmamızı gerektiriyordu." - A. Ağaoğlu

  • aşmak

    -den Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek"İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz." - F. R. Atay

  • geçirmek

    -i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak

  • dolaştırmak

    -e, -i Dolaşma işini yaptırmak"Sözlerim acı diye kızım gücenme bana / Bak cılız sürüsünü dolaştıran çobana" - F. N. Çamlıbel

  • ilerlemek

    nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar

  • başarılı

    sıfat Başarı gösteren, muvaffakiyetli"Oldukça başarılı bir öğrenciymiş, notları ortalamanın üstünde." - A. Ümit

  • muvaffak olmak

    başarmak

  • olmak

    nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık

  • uzatmak

    nsz Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak"Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."

  • bildirmek

    -e Herhangi bir şeyi haber vermek"Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor." - E. İ. Benice

  • paso

    isim Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge

  • söylemek

    -i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin

  • başarmak

    -i Bir işi istenilen bir biçimde bitirmek, muvaffak olmak"Birçok şeyi unutabilmeyi istediğim çok zamanlarım oldu ama bunu bir türlü başaramadım." - A. Ağaoğlu

  • izin

    isim Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı

  • geçme

    isim Geçmek işi, mürur

  • gezdirmek

    -i Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak"Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi." - O. C. Kaygılı

  • vaki olmak

    vuku bulmak, gerçekleşmek

  • ölmek

    nsz Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek"Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz." - E. M. Karakurt

  • tükenmek

    nsz Bitmek, sona ermek, kalmamak"Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi." - A. Ş. Hisar

  • gebermek

    nsz Sevilmeyen bir kişi ölmek"Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." - S. F. Abasıyanık

  • rahmetli olmak

    ölmek"Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim." - A. Ümit

  • ihmal etmek

    savsamak, savsaklamak, boşlamak"Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede." - Y. Z. Ortaç

  • ruhsat

    isim İzin, müsaade"Resmî ruhsat tezkeresi dosyamda mevcuttur." - N. F. Kısakürek

  • paylaşmak

    -i Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek"İçtikleri su ayrı gitmez, her derdini onunla paylaşırdı." - H. Topuz

  • kabul etmek
  • dar yol
  • ileri gitmek
  • öbür tarafa geçmek
  • hamle yapmak
  • pas vermek
  • mürur etmek
  • geçiş izni
  • giriş-çıkış izni
  • geçmek, ilerlemek,
  • "pas’’ demek
  • boğaz geçit aşmak
  • elden ele dolaşmak
  • engelle karşılaşmamak
  • geçip gitmek
  • görmemek
  • halden hale girmek
  • hatlardan geçme izni
  • hokkabazların kaybetme oyunu
  • istifade etmemek
  • kabul olunmak
  • meç hamlesi
  • sınavda geçme
  • sınavda geçmek
  • sırasını atlatmak
  • tedavül etmek
  • çalım atmak
  • üstünden
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • angarya
  • cebir
  • sapak
  • erk
  • absorbe olmak
  • küfe
  • yüküm
  • mecburiyet
  • icbar etmek
  • dinçlik

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı