- uç
isim Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
- dudak
isim Ağzın, dişleri örten ve dışarıya doğru az veya çok kıvrılan üst ve alt kenarlarından her biri"Birdenbire kavalı dudaklarına götürdü ve üfürmeye başladı." - H. E. Adıvar
- ağız
isim, anatomi Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
- ağız
isim Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü
- kenar
isim Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka"O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi." - O. V. Kanık
- kıyı
isim Kara ile suyun birleştiği yer"Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor." - Y. Z. Ortaç
- küstahlık
isim Küstah olma durumu
- yüzsüzlük
isim Yüzsüz olma durumu, yüzsüzce davranış"Yüzsüzlüğün bu derecesine kimi kızıyor, kimi kahkahalarla gülüyordu." - R. N. Güntekin
- öpmek
-i, -den Sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıya dudaklarını bir şeye veya birine değdirmek"Heyecandan mest olarak öptüm elini / Sonra akşam yemeğine çağırdı beni." - E. B. Koryürek
- Golf, Delik ağzı ya da bunker ın kenarına verilen isimdir.
- yaranın kenarı
- ağzına kilit vurmak. curl one' lip dudak bükmek. hang on one' lips birinin ağzından çıkan her sözü dikkatle dinlemek. keep a stiff upper lip cesaretini kaybetmemek
- dudak şeklinde şey
- dudak, erin, leb, kenar
- edepsizlik: dudaklarla dokunmak