-
kıyıda köşede : zarf Göze çarpmayan, umulmayan yerlerde, kıyıda bucakta
-
kıyı dili : isim, coğrafya Bir körfezin önünü kapatan, denizle küçük bir bağlantısı kalabilen, kum ve çakıl karışımı birikinti, sahil kordonu
-
kıyı balıkçılığı : isim, denizcilik Kıyıdan fazla uzaklaşmadan bir gün içinde avlanıp limana dönme biçiminde yapılan avcılık
-
kıyı bankacılığı : isim, ekonomi Bir ülkede vergi mevzuatı, kambiyo sınırlamaları dışında faaliyetini sürdüren bankacılık
-
kıyı bucak : isim Göze çarpmayan yer
-
kıyı seyri : isim, denizcilik Kıyıdan fazla uzaklaşmadan, kıyıyı gözden yitirmeden yapılan sefer, sahil seyri
-
kıyı tırmığı : isim Buğdaygillerin hasadında yararlanılan tırmık benzeri, dişleri metal ve sapı daha uzun olan, kayalar üzerindeki kökü zayıf deniz yosunlarının kıyı boyunca yapılan hasadında kullanılan bir alet
-
kıyıda bucakta : zarf Kıyıda köşede
-
kıyıya atmak : karaya çıkartmak veya sürüklemek"Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor." - Y. Z. Ortaç
-
kıyıya çıkmak : karaya çıkmak, gemiden karaya inmek"Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor." - Y. Z. Ortaç
-
kıyıya vurmak : bir şey akıntı veya dalgayla kıyıya sürüklenmek"Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor." - Y. Z. Ortaç