anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

gross

Kelimeler > G ile başlayan kelimeler > gross nedir ?
gross
gross, gross nedir ,gross ne demek
  • büyük

    sıfat Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç

  • kötü

    sıfat İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı"Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." - N. F. Kısakürek

  • küme

    isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım

  • kaba

    sıfat Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." - Ö. Seyfettin

  • alçak

    sıfat Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak

  • kalın

    sıfat Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı"Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü." - H. R. Gürpınar

  • kalın

    isim Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık"Babam senden çok mu istedi kalını?" - Halk türküsü

  • kalın

    Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

  • bütün

    sıfat Eksiksiz, tam"Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek." - N. Hikmet

  • aşırı

    sıfat Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın"Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir." - O. Rifat

  • iri

    sıfat Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı"Erdal, nişan halkasına benzediğini fakat taşlarının iri olduğunu söyledi." - E. Işınsu

  • yoğun

    sıfat Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif

  • ahlaksız

    sıfat Ahlak kurallarına uymayan

  • uygunsuz

    sıfat Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz, namünasip"Onca yıl hapis yattık, uygunsuz, güdümsüz bir işini görmedim." - A. Ümit

  • iğrenç

    sıfat İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh"Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır." - B. R. Eyuboğlu

  • çirkin

    sıfat Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı"Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." - H. R. Gürpınar

  • müstehcen

    sıfat Açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız"Müstehcen yayın."

  • tiksindirici

    sıfat Tiksinilecek durumda olan, menfur"Sofrada tiksindirici her hareketten kaçınılır." - N. F. Kısakürek

  • hantal

    sıfat Kocaman, iri, kaba"Epey iri ve hantal bir vücudu vardı." - A. H. Tanpınar

  • tamam

    sıfat Bütün, tüm"Paranın tamamını verdim."

  • adi

    sıfat Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan"Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • kocaman

    sıfat Çok iri, büyük, koca"O gece mahalleye kocaman kamyonlar geldi." - L. Tekin

  • gayrisafi

    sıfat Karışık, katışık

  • brüt

    sıfat Kesintisi yapılmamış, kesintisiz (para)

  • toplam

    isim, matematik Toplama işleminin sonucu, mecmu, yekûn

  • hepsi

    zamir Bütünü, tamamı, tümü, cümlesi"Mücrim onlarmış gibi, baktım, hepsi hüzünde / Çocuk utangaçlığı var hepsinin yüzünde" - F. N. Çamlıbel

  • toptan

    sıfat, ticaret Büyük ölçüde, çok miktarda yapılan (alışveriş), perakende karşıtı

  • grosa

    isim On iki düzine

  • nezaketsiz

    sıfat Nazik olmayan"Birdenbire tavırlarını değiştirmişler, nezaketsiz diyemeyeceğim ama oldukça soğuk bir eda takınmışlardı." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • şişman

    sıfat Deri altında fazla yağ toplanması sebebiyle vücudun her yanı şişkin görünen (kimse), şişko, mülahham"Şişman odacı sahanlıkta bir daha gözüktü." - E. E. Talu

  • arsiz
  • seni
  • brüt ağırlık
  • on iki düzine
  • yontulmamış
  • bütünü. in gross toptan
  • bütünüyle. by the gross pakette yüz kırk dört tane olarak.
  • gayri safi ağırlık. grossly fena halde. grossness kabalık.
  • yüz kırk dört adet
  • şişko, şişman, iriyarı, hantal, kaba, inceliksiz, saldırgan, bağışlanamaz, arsız, sulu, toplam, brüt, oniki düzinelik türküm
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • şişe çekmek (veya vurmak)
  • pul pul olmak
  • düş
  • bağlantı gücü
  • güç birliği
  • damga harcı
  • yürütme
  • elektromanyetik
  • gizil
  • e-posta

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı