-
alçak ses : isim Hafif çıkarılan ses
-
alçak yaylak : isim, coğrafya Devamlı oturma bölgesinde, normal tahıl ziraatı yapılan alanların bitişiğinde olan, genellikle deniz seviyesinden 900-1200 metre yükseklikteki yaylak
-
alçak basınç : isim, meteoroloji Barometrede 760 milimetre altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu
-
alçak gerilim : isim, fizik Düşük voltajlı elektrik hattı
-
alçak gönüllü : sıfat Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen (kimse), engin gönüllü, mütevazı, tevazulu"Alçak gönüllü olmak yine yüksekliği artırır." - N. F. Kısakürek
-
alçak kabartma : isim Heykel sanatında, yüzeyindeki çıkıntısı az olan kabartma
-
yalımı alçak : sıfat Yüreksiz
-
alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar : "alçak gönüllü olan toplum içinde saygı görür ve yücelir, kendisini herkesten üstün gören sevilmez ve toplum içinde iyi bir yer edinemez" anlamında kullanılan bir söz"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
-
alçak yer yiğidi hor gösterir : "basit bir çevrede yaşayan, önemsiz bir görevde çalışan değerli kişi, gereken ilgiyi göremez" anlamında kullanılan bir söz"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
-
alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır : "bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar" anlamında kullanılan bir söz"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
-
alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır : "insan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir" anlamında kullanılan bir söz"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
-
alçaktan uçmak : atılan palavra düzeyi az olmak"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak