-
kaba kâğıt : isim Bir şey sarmak için kullanılan kalın kâğıt
-
kaba yel : isim Lodos
-
kaba düzen : isim Şöyle böyle, üstünkörü yapılan iş
-
kaba et : isim, anatomi Kıç
-
kaba kuvvet : isim Bir amaca ulaşmak için zorbalık yaparak veya güç kullanarak tutulan yol
-
kabakulak : isim, tıp (***) Tükürük bezlerinin, özellikle kulak altı bezlerinin iltihaplanmasıyla beliren bulaşıcı, salgın ve ateşli bir hastalık, kabaşiş, yazma (I)"Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden
-
kababurun : isim, hayvan bilimi Sazangillerden, ırmak ve göllerde yaşayan, eti kılçıklı küçük bir balık (Chondrostoma nasus)
-
kabadayı : isim Kendine özgü namus kurallarını esas alıp toplum kurallarının dışına çıkarak zorbalık yapan kimse"Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi." - H. E. Adıvar
-
kabaşiş : isim Kabakulak
-
kabataslak : sıfat Bir şeyin ayrıntılarına girmeden ana çizgilerini belirten"Biz burada sadece tekâmül seyrine göre kabataslak bir tasnif denemesi yaptık." - A. K. Tecer
-
kaba but : isim Kıç"Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına." - R. Enis
-
kaba kurgu : isim, sinema, TV (***) Filme son biçimini vermek üzere seçilen çekimlerin, senaryodaki sıralanışa göre birbirine eklenerek oluşturulan ilk kurgusu
-
kaba kuşluk : isim Öğleden bir iki saat önceki zaman
-
kaba saba : sıfat Görgüsüz"Bir kaba saba, utangaç köy delikanlısının gözlerini yumarak öptüğü eller arasında benimki de vardı." - R. N. Güntekin
-
kaba sakal : sıfat Gür ve geniş sakallı
-
kaba sıva : isim, mimarlık İnce sıvadan önce duvarlarda bulunan pürüzleri doldurup kapatmak için yapılan sıva
-
kaba sofu : isim, din b. (***) Dinî kuralları yanlış yorumlayarak ibadet ve düşüncede aşırılığa kaçan kimse"Kaba sofular bir zamanlar uygarlık düşmanlığını, yabancı dil düşmanlığı ile birleştirmişlerdi." - H. Taner
-
kaba su : isim Kireçli, içilemeyen ve sabunu köpürtmeyen su
-
kaba tekne : isim, denizcilik Denizde seyretmeye, sefere uygun olmayan tekne
-
kaba yapı : isim, mimarlık Bir binayı dış etkenlere karşı koruyup ayakta tutan temel, ana duvar, kiriş, çatı vb.nden oluşan asıl gövde
-
kabasını almak : biçim verilecek bir maddenin gereksiz yerlerini gidermek"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." - Ö. Seyfettin