anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

go

Kelimeler > G ile başlayan kelimeler > go nedir ?
go
go, go nedir ,go ne demek
  • gözden geçirmek

    okumak

  • gözden kaybolmak

    ortadan çekilmek veya görünmez olmak, kaybolmak

  • kuvvet

    isim Fiziksel güç, takat"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç

  • sıra

    isim Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık

  • sefer

    isim Yolculuk"Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden" - Y. K. Beyatlı

  • hareket

    isim, fizik Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon

  • deneme

    isim Denemek işi, sınama"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet

  • yeri olmak

    uygun olmak"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal

  • serbest

    sıfat Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin

  • gidiş

    isim Gitme işi"Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." - N. Cumalı

  • iş görmek

    iş yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  • elden gitmek

    bir şeyi yitirmek, o şeyden yoksun kalmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba

  • gayret

    isim Çalışma, çaba, çalışma isteği"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari

  • can vermek

    ölmek

  • yardım etmek

    kendi gücünü, imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmak"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak

  • iyi gitmek

    bir iş yolunda olmak"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay

  • teşebbüs

    isim Girişim, girişme

  • hareket etmek

    yola gitmek, yola çıkmak

  • ateş almak

    yanmak, tutuşmak"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver

  • karşı olmak

    birine veya bir düşünceye katılmamak, karşıt olmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar

  • enerji

    isim, fizik Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke"Isıl enerji. Elektrik enerjisi. Mekanik enerji."

  • aykırı olmak

    ters olmak, zıt olmak"Gene de anlamın ne olduğunu çepeçevre bilmiyoruz dersem gerçeğe aykırı bir şey demiş olmam." - N. Uygur

  • uygun olmak

    isabetli, yerinde olmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar

  • kaybolmak

    nsz Yitmek"Kız kaybolduktan sonra aklına geldi babası olduğu." - A. Ümit

  • idare etmek

    yönetmek, çekip çevirmek"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk

  • grev yapmak

    işi bırakmak"Tartışma, grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi." - N. Uygur

  • dayanmak

    -e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak"Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal

  • aramak

    -i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık

  • moda

    isim Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik

  • geçmek

    -e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra

  • gitmek

    -e Bir yere doğru yönelmek

  • sarmak

    -i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek

  • gezmek

    nsz Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek"Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." - O. C. Kaygılı

  • fırlamak

    nsz Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak"Çalgıcıların oğlu, elinde kenarları zilli kocaman bir tefle ortaya fırladı." - L. Tekin

  • başlamak

    Görünmek"Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." - S. F. Abasıyanık

  • bitmek

    nsz Tükenmek"Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık

  • hamle

    isim İleri atılma, atılım, saldırış, savlet"Teşebbüs, hamle, gayret, aksiyon ne demektir, bu gözü dönmüş insanlardan öğrenmek lazım." - N. F. Kısakürek

  • yükselmek

    nsz Yükseğe çıkmak"Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." - N. Cumalı

  • faal

    sıfat Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif"Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır." - F. R. Atay

  • vazgeçmek

    -den Kendi hakkı saydığı bir şeyi artık istemez olmak

  • ulaşmak

    -e Varmak, gelmek"Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." - R. H. Karay

  • girmek

    -e Dışarıdan içeriye geçmek"Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum." - A. Ağaoğlu

  • kesilmek

    nsz Kesme işi yapılmak

  • meşgul olmak

    vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak"Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." - S. F. Abasıyanık

  • defolmak

    nsz Savuşmak, çekilip gitmek"Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular." - R. N. Güntekin

  • sonuçlanmak

    nsz Sonuca ulaştırılmak, sonuca bağlanmak, bitirilmek, neticelenmek, intaç edilmek"Diyelim ki o düşündüğünüz sefer gerçekleşti, diyelim ki başarıyla sonuçlandı." - T. Oflazoğlu

  • uymak

    -e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."

  • ayrılmak

    -e Ayırma işine konu olmak"Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." - F. R. Atay

  • ilerlemek

    nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar

  • işlemek

    -i Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

  • azalmak

    nsz Az denecek bir miktara inmek"Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış" - F. H. Dağlarca

  • yayılmak

    nsz Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak

  • olmak

    nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık

  • prova etmek

    bir giysiye son biçimini vermeden önce giysiyi giyecek kişinin üzerinde düzeltmek"Saatlerce tatlı tatlı konuştuk, onlar gittikten sonra da türküler çınladı provada." - A. Erhat

  • düşmek

    -e Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek"Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor." - R. N. Güntekin

  • başarı

    isim Başarma işi, muvaffakiyet"Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı." - H. E. Adıvar

  • gitme

    isim Gitmek işi"Uykusuzluğu ertesi gün ve daha sonraki günler de devam edince bir hekime gitme kararı aldı." - İ. O. Anar

  • erişmek

    -e Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak"Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş." - N. Cumalı

  • gezinmek

    nsz Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek"Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." - P. Safa

  • ölmek

    nsz Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek"Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz." - E. M. Karakurt

  • yıkılmak

    nsz Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak

  • ait olmak

    birinin olmak

  • işemek

    nsz İdrar torbasında biriken sidiği dışarı atmak, çiş yapmak

  • gebermek

    nsz Sevilmeyen bir kişi ölmek"Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." - S. F. Abasıyanık

  • rahmetli olmak

    ölmek"Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim." - A. Ümit

  • mahvolmak

    nsz Yok olmak"Bu derece intibak kabiliyeti, tekâmül kuvveti olan dinamik bir millet olmasak mahvolurduk." - O. S. Orhon

  • incelemek

    -i Bir işi veya bir şeyi ele alıp özelliklerini, ayrıntılarını inceden inceye, özenli bir biçimde anlamaya, öğrenmeye çalışmak, tetkik etmek"Ne kitap okur ne de başkalarının düşüncesini inceler." - S. Birsel

  • tetkik etmek

    incelemek"Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış." - A. Rasim

  • denmek

    nsz Ad verilmek"Kadının köylü kılığına girmiş bir şehir kızı denecek kadar nazlı çehresi, endamı ve duruşu var." - R. N. Güntekin

  • devam etmek

    başlanmış bir iş sürmek

  • devrolunmak

    nsz Devredilmek

  • kaldırılmak

    nsz Kaldırma işi yapılmak"Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük." - O. Kemal

  • kaçırılmak

    nsz Kaçırma işi yapılmak veya kaçırma işine konu olmak

  • makbule geçmek

    çok beğenilmek, hoşa gitmek, işe yaramak

  • müsaade

    isim İzin, icazet, ruhsat"Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler." - A. Kabaklı

  • ortada olmak

    yapması gereken kişi belli olmamak

  • peşinde olmak

    birini veya bir şeyi çok istemek"Biz kuru canımıza razıyız diye peşimizden geliyordu." - F. R. Atay

  • satılmak

    nsz, -e Satma işi yapılmak"Bu kitap, kendi ağırlığında altınla dahi satılsa satan yine zararlı çıkar." - A. Kabaklı

  • sayılmak

    nsz Sayma işine konu olmak, addedilmek"Hatta bütün bu çabaları yüksek mevki ve mertebelilerce alay konusu sayılıyordu." - Halikarnas Balıkçısı

  • sönmek

    nsz Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak"Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu." - T. Buğra

  • söylenmek

    nsz Söyleme işi yapılmak"Asıl söylenecekler hep sonradan anımsanır." - B. Necatigil

  • tekrarlamak

    -i Bir işi bir kez daha yapmak, yinelemek, tekrar etmek"Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti." - A. İlhan

  • uyumak

    nsz Uyku durumunda olmak

  • uzanmak

    -e Boylu boyunca yatmak"Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni." - N. Hikmet

  • vasıl olmak

    ulaşmak, varmak

  • yaraşmak

    nsz Yakışmak, uymak"Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır." - S. M. Alus

  • yenilmek

    nsz Yeme işi yapılmak veya yeme işine konu olmak"Kuru fasulye ve balık çorbası iştahla yenilip içildi." - Halikarnas Balıkçısı

  • yutulmak

    nsz Yutma işi yapılmak

  • çalışmak

    nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek

  • kalkışma

    isim Kalkışmak işi

  • peşine düşmek
  • yanından geçmek
  • terketmek
  • ses çıkarmak
  • git
  • almaya gitmek
  • bahse girmek
  • durmadan gitmek
  • evden ayrılmak
  • hareket halinde olmak
  • ileri gitmek
  • iptal edilmek
  • istenilmemek
  • iyice araştırmak
  • razı olmak
  • sal- dırmak
  • sarfedip bitirmek
  • sonuca bağlamak
  • söylemeye lüzum olmamak
  • sıhhati bozulmak
  • tahsis edilmek
  • usulsüzce
  • yapmak üzere olmak
  • yarışa başlamak
  • yerine oturtulmak
  • çok etkili olmak
  • öbür tarafa geçmek
  • üniversiteden ayrılmak
  • çok dayanmak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • barikatlamak
  • deep-seated
  • barikat kurmak
  • istemsiz
  • avcılık etmek
  • mihaniki
  • set forth
  • robot
  • ship out
  • hatırlatma

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı