-
kara kuvvetleri : isim, askerlik Bir ülkeyi karadan gelecek saldırı ve tehlikeye karşı korumak amacı ile kurulan askerî teşkilat
-
kara kuvvet : isim Din bağnazlığının oluşturduğu gerici ve tehlikeli güç
-
hava kuvvetleri : isim, askerlik Ülkenin havadan savunulmasını sağlamak için uçak, helikopter, balon vb. araçlardan ve bunlarla ilgili yer hizmetlerinden, kuruluşlarından oluşturulan teşkilat
-
kuvvetölçer : isim, fizik Kuvvetleri ölçmeye yarayan cihaz, dinamometre
-
gramkuvvet : isim, fizik Bir gram kütleye 45° enlemindeki deniz yüzeyinde yerin uyguladığı kuvvet, gramağırlık
-
kilogramkuvvet : isim, fizik Kilogramağırlık
-
kuvvet çifti : isim, fizik Birbirine paralel ters yönde ve eşit ağırlıkta iki kuvvetin oluşturduğu kuvvet takımı
-
kuvvet komutanları : isim, askerlik Kara, deniz, jandarma ve hava kuvvetleri komutanlarına toplu olarak verilen ad
-
kuvvet macunu : isim İçindeki maddeler dolayısıyla cinsel gücü artıran karışım"Birçok macuncuyla tartışır, en güzel kuvvet macununun hangisi olduğunu büyük bir sabırla araştırır idi." - M. İzgü
-
acı kuvvet : isim Sert, etkili, zorlu kuvvet
-
çeneye kuvvet : zarf Konuşma gücüyle, durmadan konuşup söyleyerek
-
kaba kuvvet : isim Bir amaca ulaşmak için zorbalık yaparak veya güç kullanarak tutulan yol
-
merkezkaç kuvvet : isim, fizik Bir merkez çevresinde dönen bir cismi merkezden uzaklaştıran kuvvet"Hızla çevirdiğimiz bir sapanda elimizi çeken güç merkezkaç bir kuvvettir."
-
teşrii kuvvet : isim, hukuk Yasama gücü
-
zırhlı kuvvet : isim, askerlik Zırhlı birlik
-
zinde kuvvet : isim Taze kuvvet
-
adezyon kuvveti : isim, fizik Yan yana duran veya sürtünen iki cismin molekülleri arasındaki çekiş kuvveti
-
icra kuvveti : isim Yürütme gücü
-
kolluk kuvveti : isim Güvenlik güçlerinin oluşturduğu birlik"Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu hizmet görevlilerinin dernek kurma haklarına başkaca sınırlamalar getirilmesine ... engel değildir." - Anayasa
-
teşri kuvveti : isim, hukuk Yasama gücü
-
yasama kuvveti : isim, hukuk Yasama gücü
-
var kuvvetiyle : zarf Var gücüyle"Sandalı var kuvvetiyle iterek içine bir lastik top çevikliğiyle atladı." - S. F. Abasıyanık
-
bindirilmiş kuvvetler : isim, askerlik Motorlu taşıtlara bindirilmiş asker birlikleri
-
deniz kuvvetleri : isim, askerlik Bir ülkeyi denizden gelecek saldırılara karşı korumak için oluşturulan askerî kuruluşlar
-
ihtiyat kuvvetleri : isim, askerlik Savaş sırasında harekâtın gelişmesine etkide bulunmak için her an savaşa girebilecek biçimde hazır bulundurulan birlikler"İhtiyat kuvvetlerinin hemen oraya gönderilmesini istedi." - F. R. Atay
-
kuvvet almak : herhangi bir yardımla gücü artmak, kuvvetlenmek"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
-
kuvvet bulamamak : cesaret edememek"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
-
... -e kuvvet : herhangi bir şeye ağırlık verildiğinde kullanılan bir söz"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
-
kuvvetten düşmek : gücü azalmak"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
-
kuvvetini toplamak : gücünü artırmak, kuvvetlenmek"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç