- para
isim, ekonomi Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam
- toprak
isim Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü"Kireçli toprak. Killi toprak."
- toz
isim Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan
- toz bulutu
isim Havada oluşan yoğun toz
- çöp
isim Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası"Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." - P. Safa
- hiç
zarf Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz"Hapishane yarı tımarhanedir, hiç şaşmayın." - N. F. Kısakürek
- pudra
isim Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz"Hiç boya kullanmaz, az pudra sürerdi." - P. Safa
- çiçek tozu
isim, bitki bilimi Çiçekli bitkilerde erkek organın başçığında bulunan döl hücresi, polen
- toz almak
bir yerin tozunu temizlemek"Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur." - M. Kaplan
- fırçalamak
-i Temizlemek veya parlatmak için fırça ile sürtmek
- serpmek
-i Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak
- tozlanmak
nsz Tozlu olmak, üstüne toz konmak"Tozlanan ayakkabılarını parlatmak amacıyla arka cebinde koyu kırmızı kadifeden bir bez taşıdı." - L. Tekin
- yanıltmak
-i Yanılmasına yol açmak
- yenilgiye uğramak
yenilmek, mağlup olmak
- değersiz şey
- küçültücü durum
- toz haline getirmek
- toz serpmek
- toz, pudra, toz toprak, çöp, toz bulutu, toz almak, tozunu almak, tozlamak, toz halinde bir maddeyle kaplamak
- tozunu almak
- tozunu silkmek
- özellikle savaşta ölmek