-   eski toprak  : isim Yaşlandığı hâlde dinç olan kimse"Ne de olsa eski toprak, atlatır bu vartayı da." - A. İlhan  
-   toprak boya  : isim İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı  
-   et toprak  : isim Yumuşak, kırmızı ve özlü toprak  
-   yağlı toprak  : isim Gevşek ve kaygan bir toprak türü  
-   toprak bilimi  : isim Toprakların fiziksel, kimyasal, biyolojik vb. özelliklerini inceleyen bilim, pedoloji  
-   taş toprak  : isim Yüzeyi taş ve toprakla kaplı alan  
-   toprak altı  : isim Toprağın içi  
-   Moskof toprağı  : isim, mineraloji Maden parlatmak için kullanılan sarı renkte bir tür gevrek taş  
-   toprakbastı  : isim Ayakbastı  
-   toprak çimento  : isim Çimento ve su katılarak sıkıştırılmış toprak  
-   toprak hukuku  : isim, hukuk Toprak üzerindeki mülkiyet rejimini, toprağın işletilmesiyle ilgili hususları düzenleyen hukuk  
-   toprak kayması  : isim, jeoloji Yağışların etkisiyle toprağın alt tabakalarının gevşemesi sonucu üst tabakanın yerinden oynayarak hareket etmesi, kayşa, göçü, heyelan  
-   toprak kölesi  : isim Toprağa bağlı köle  
-   toprak rengi  : isim Toprağın sarı veya yeşile çalan rengi  
-   toprak sıçanı  : isim, hayvan bilimi Sıçangiller familyasından, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, ekin tarlalarına zarar veren, küçük boylu bir tür sıçan  
-   çiğ toprak  : isim Uzun zaman işlenmemiş, güç sürülür toprak  
-   toz toprak  : isim Toz ve toprak yığını"Yere dökülmüş küçük mozaikler gibi toz toprağın içinde sönüp sönüp parlıyor." - R. H. Karay  
-   funda toprağı  : isim Funda yapraklarının çürümesiyle oluşan ve gübre olarak yararlanılan toprak  
-   pekmez toprağı  : isim Üzüm şırasını kestirmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak, marn  
-   saksı toprağı  : isim Çiçek yetiştirmek için hazırlanmış özel bir toprak türü  
-   vakıf toprağı  : isim Vakfın mülkiyeti altında olan toprak veya arazi  
-   toprak çekmek  : bir yerdeki toprağı başka bir yere taşımak"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprak doyursun gözünü  : gözünü toprak doyursun"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprak olmak  : ölümünün üzerinden çok zaman geçtiği için artık çürümüş olmak, toprağa karışmış olmak"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprak paklar  : "bir kimsenin yaptığı kötülükler ancak ölmesiyle son bulur" anlamına kullanılan bir söz"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağa bakmak  : ölümü yakın görünmek"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağa düşmek  : ölüp gömülmek"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağa vermek  : ölüyü gömmek"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağı bol olsun  : Müslüman olmayanlar için "ruhu sükûn içinde olsun" anlamında söylenen bir söz"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağı çekmiş  : sürekli olarak yaşadığı yerden kısa bir süre kalmak üzere gittiği başka bir yerde ölenler için söylenen bir söz"Kireçli toprak. Killi toprak."  
-   toprağına ağır gelmesin  : bir ölünün aleyhinde konuşulduğunda kullanılan bir söz"Kireçli toprak. Killi toprak."