- tahta
isim Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası"Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı." - İ. O. Anar
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- taban
isim Ayağın alt yüzü, aya
- taban
zarf Huy bakımından
- yatak
isim Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." - R. H. Karay
- katman
isim Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka
- temel
isim Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü"Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." - H. E. Adıvar
- dere
isim, coğrafya Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu"Bu ensiz tahta köprü altında ince dere." - E. B. Koryürek
- tabaka
isim, jeoloji Katman"Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
- tabaka
isim Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu"Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." - S. F. Abasıyanık
- ocak
isim Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer"Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar." - Halikarnas Balıkçısı
- misafir etmek
konuk olarak karşılayıp yedirip içirmek, yatırmak"Misafirler aslında bu odada ağırlanır ama biz şimdi rıhtıma çıkacağız." - A. Kulin
- zemin
isim Taban, döşeme, yer"Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı." - M. Ş. Esendal
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- yatırmak
-i, -e Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak"Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım." - Y. K. Karaosmanoğlu
- oturtmak
-i, -e Oturma işini yaptırmak"İçeri girer girmez bileğimden kavradı, önüne beni oturttu, hayvanı mahmuzladı." - S. M. Alus
- tarh
isim Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer"Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı." - Ö. Seyfettin
- döşek
isim Yatak"Yerinde olsaydım rahat bir döşek bulur, uyurdum." - İ. O. Anar
- karyola
isim Üzerine yatak konulup yatılan tahta veya metal ev eşyası"Babam karyolasında arkası üstü, upuzun yatıyordu." - Y. Z. Ortaç
- evlenme
isim Evlenmek işi, izdivaç"Annesi, askerliğini yapıncaya kadar evlenmesine razı değildi." - E. Bener
- gömmek
-i, -e Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek
- yataklık
sıfat Yatak yapmaya uygun
- çiçeklik
isim Koparılmış çiçekleri koymaya yarar kap"Her evde, bahçelerde, sofalarda, odalarda, saksılarda, çiçekliklerde çiçekler bulunur." - A. Ş. Hisar
- yatak, karyola,
- nehir yatağı
- tabakalar halinde dizmek
- yatak temin etmek