- Kemer
isim Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı"Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." - P. Safa
- an
isim Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika"Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir." - C. Meriç
- an
isim İki tarla arasındaki sınır
- an
isim Zihin"An bulanıklığı. An yorgunluğu."
- ara
isim İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
- Aralık
isim Ara"İki masa arasında bir metre aralık var."
- karış
isim Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık"Yürüyüp geçeceğim, basacağım yerlerin her bir karış mübarek toprağı benim için mukaddesti." - H. R. Gürpınar
- süre
isim Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet"Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." - T. Oflazoğlu
- zaman
isim Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin
- açıklık
isim Açık olma durumu, aleniyet
- halat
isim Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip
- mesafe
isim Ara, aralık, uzaklık"Etrafı görememek, belki gözleri oyalayacak şeyleri bulamamak bu mesafeye sabır tüketen bir uzayış verdi." - H. S. Tanrıöver
- müddet
isim Süre"Odada yalnız kalınca iki eski arkadaş bir müddet daha ağlaştılar." - Ö. Seyfettin
- sürmek
-i, -e Yönetip yürütmek, sevk etmek
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- zincir
isim Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ
- uzatmak
nsz Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak"Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
- germek
-i Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek"Yayı daha germe / Kıracaksın" - B. Necatigil
- uzaklık
isim Uzak olma durumu, ıraklık"Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." - H. R. Gürpınar
- zaman aralığı
Uzay ve Astronomi, Ölçülen iki zaman arasında geçen süre.
- sera
isim Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, limonluk, ser (II)
- karışlamak
-i Karışla ölçmek
- bukağılamak
-i Hayvanın ayağına bukağı takmak
- kısa süre
- karış ile ölçmek
- bir yandan bir yana uzanmak.
- bukağılamak.
- karış, aralık, mesafe, uzaklık, kısa süre, an, çifte koşulmuş at, öküz, /vb., kemer ya da köprü ayakları arasındaki açıklık
- kemer veya köprünün ayakları arasındaki açıklık
- çifte koşulmuş at veya öküz