anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Zaman anlamı nedir? , Zaman ne demek ?

Kelimeler > Z ile başlayan kelimeler > zaman nedir?

Zaman
anlamı isim (zama:nı) Arapça zamān

'Zaman' 1 kelime ve 5 harften oluşmaktadır.

zaman foto galeri
  • nedir Uzay ve Astronomi, Akıp giden olayların tekrar eden gök olaylarına göre sıralanmasından doğan bir kavram. Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına (saat açısına) karşılık bir ölçü.
  • nedir Tarih, Yaşanılan hayatın, yapılan hareketin ölçüsüdür. Hayatın içinde geçen süredir. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süreye zaman denir. Zaman içerisinde yaşanılan gelişmelerin büyük dilimlerden küçüğe doğru (yıl, ay, gün, saat) bölünmesi takvimlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
  • nedir süreç
  • nedir Bir cümledeki eylemin geçtiği anı belirten gramer kurgusu.
  • nedir Belli bir noktadaki olayların sırasını belirleyen fiziksel evrenin boyutlarından biri.
  • nedir Zaman içinde bir belli bir an.
  • nedir isim Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin
  • nedir Bu sürenin belirli bir parçası, vakit"Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." - A. İlhan
  • nedir Belirlenmiş olan an
  • nedir Çağ, mevsim"Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  • nedir Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  • nedir Dönem, devir"Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı." - R. Mağden
  • nedir gök bilimi Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  • nedir dil bilgisi Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı"Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  • nedir jeoloji Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

Zaman ile ilgi cümleler (2)

Cümleleri oylama yaparak üst sıralara veya listenin en altına gönderebilirsin :).

0

Fa'apua'a o zaman adada cinsel yaşamın tamamen serbest olduğunu söylemişti. Büyük Çekişmeler - Hal Hellman

0

Eğer Fa'apua'a'nm son açıklamaları doğruysa o zaman Mead'in araştırması geçersiz kalacaktır. Büyük Çekişmeler - Hal Hellman

"zaman" ile ilgili yukarıdaki cümleleri beğenmedin mi? o zaman yeni cümle görmek için aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de zaman
  1. zaman bilimi : isim Tarihsel olayların zamanını inceleme bilimi, kronoloji

  2. eş zaman : sıfat Aynı zaman içinde hareket eden, senkron, asenkron karşıtı

  3. zaman eki : isim, dil bilgisi Fiillerde kullanılan ve zaman kavramı veren ek: -ecek (gel-eceğ-im), -miş (piş-miş-ti), -iyor (sev-iyor), -di (gel-di) vb

  4. dar zaman : isim Çok kısa bir süre, dar vakit

  5. geniş zaman : isim, dil bilgisi Fiilin her zaman yapıldığını, yapılmakta olduğunu veya yapılacağını belirten, -r, -ir veya -er ekiyle kurulan zaman: Başlar (başla-r), geliriz (gel-ir-iz), severim (sev-er-im) gibi

  6. vaktizamanında : zarf Vaktiyle

  7. çift zamanı : isim Tarla sürme zamanı

  8. müruruzaman : isim, hukuk Süre aşımı

  9. zaman aşımı : isim, hukuk Süre aşımı"Bu yargıcın zaman aşımı diye bir kavramdan haberi yok anlaşılan." - T. Yücel

  10. zaman ayarlı : sıfat Belirli bir ana ayarlanmış olan"Zaman ayarlı bomba."

  11. zaman belirteci : isim, dil bilgisi Zaman zarfı

  12. zaman birimi : isim, gök bilimi Tekrarlanan gök olaylarına dayanılarak seçilen zaman aralığı"Güneş günü. Yıldız günü."

  13. zaman dizini : isim Tarihsel olayların zaman bakımından sırası, kronoloji"Yirminci yüzyılın zaman dizini."

  14. zaman tüneli : isim Bilim kurguda değişik zamanlar arasında geçişin sağlandığına inanılan yer

  15. zaman zaman : zarf Ara sıra"Kendisini zaman zaman tutan bu nöbetten kurtulmaya çalıştı." - S. Kocagöz

  16. zaman zarfı : isim, dil bilgisi Bir fiilin anlamını zaman kavramı ile sınırlandıran zarf, zaman belirteci"Yarın yazacağım. Şimdi geliyorum. Sabahleyin vereceksiniz."

  17. ahir zaman : isim Son zaman

  18. aman zaman : isim Fırsat, çıkar yol

  19. art zamanlı : sıfat Evrim açısından ele alınan süre içinde birbirini izleyen, diyakronik

  20. birleşik zaman : isim, dil bilgisi Yalın zamanlı ve çekimli bir fiilin -di (i-di), -miş (i-miş,), -se (i-se) gibi ek fiil eklerinden birini alarak bildirdiği zaman: Sevdiydi (sevdi-y-di

  21. eş zamanlı : sıfat Başlamalarıyla bitmeleri arasında geçen zaman eşit olan (olaylar), senkronik"Oysa tetiğe basılmasıyla merminin bedene saplanması eş zamanlı değildir." - İ. O. Anar

  22. geçmiş zaman : isim, dil bilgisi Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan önceye ait olması, mazi. Ali geldi, Ahmet bu havada İstanbul 'a gidip gelmiş gibi

  23. gelecek zaman : isim, dil bilgisi Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan sonraya ait olduğunu belirten, -e, -ecek, -esi, -se, -meli ekleriyle kurulan zaman: Gele, gelecek, gelesi, gelse, gelmeli gibi

  24. gelecek zaman kipi : isim, dil bilgisi Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan sonraya ait olduğunu sınırlı bir biçimde gösteren, -ecek ekiyle kurulan kip: Geleceğim, geleceksin gibi

  25. her zaman : zarf Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık"Böyle yerlerde bulunmak bana her zaman saçma sözler dinlemek kadar azap verir." - A. Ş. Hisar

  26. İkinci Zaman : özel, isim, jeoloji İkinci Çağ

  27. kimi zaman : zarf Ara sıra"Kimi zaman yoluna yalnız başına devam etme zorunluluğuyla da karşılaştı." - A. Cemal

  28. ölü zaman : isim Ölü saat

  29. yalın zaman : isim, dil bilgisi Ek fiil kullanılmadan kurulan çekimli fiilin belirttiği zaman: Geldin, gelmişsin, geliyorsun gibi

  30. aynı zamanda : zarf Hem de, bununla birlikte"Buna aynı zamanda burjuvazinin zaafının alameti olarak bakmak lazımdır." - N. Hikmet

  31. hikâye birleşik zamanı : isim, dil bilgisi Yalın zamanlı bir fiilin geçmişte yapıldığını anlatan, idi > -di ekiyle kurulan kip"(geldi + idi) > geldiydi, (gelse + idi) > gelseydi."

  32. iftar zamanı : isim, din b. (***) İftar vakti

  33. ikindi zamanı : zarf İkindi vakti

  34. rivayet birleşik zamanı : isim, dil bilgisi Yalın zamanlı bir kiple -miş ekinin birlikte kullanılmasından oluşan birleşik zaman: Gelmişmiş, gelecekmiş gibi

  35. bir zamanlar : zarf Zamanında, vaktiyle, eskiden, bir keresinde"Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık." - N. F. Kısakürek

  36. zaman bırakmak : bir iş için süre ayırmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  37. zaman geçirmek : oyalanmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  38. zaman almak : sürmek, devam edip zamanı geçirmek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  39. zaman kazanmak : vakit kazanmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  40. zaman kollamak : bir işin sırasını beklemek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  41. zaman öldürmek : boş şeylerle vakit geçirmek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  42. zaman vermek : bir iş için belli bir süre ayırmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  43. zaman tanımak : bir iş için yeterli zaman vermek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  44. zamana uymak : davranışlarını içinde bulunulan günün şartlarına uydurmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  45. zamanı avlamak : uygun zamanı bulmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  46. zamanı dolmak : bir iş için ayrılan süre sona ermek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  47. zamanı (veya zamanını) geçirmek : bir işin yapılması için tanınan süreyi doldurmak"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin

  48. zaman ile yarışmak : hızlı hareket etmek"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin


Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (2 tane) : a
  2. - Ünsüz harf (3 tane) : z,m,n
  3. - Kalın Ünlüler : (1 tane) : a
  4. - Yumuşak Ünsüzler : ( 3) : z,m,n

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • Yüz çevirmek
  • Yüz geri etmek
  • Dış yüz
  • Yüzü yerde
  • Yüz vermemek
  • Eğri yüz
  • Paralel yüz
  • Yüz kızartıcı suç
  • Yüz yazısı
  • Yüze gülücü

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı