- yağlı
sıfat Üzerinde veya içinde yağı olan
- düz
sıfat Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan"Düz tahta."
- düz
isim Düz rakı
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- tam
sıfat Eksiksiz, kesintisiz"Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım." - A. Gündüz
- ince
sıfat Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
- usta
isim Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse"Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." - N. Hikmet
- sıhhatli
sıfat Sağlıklı"İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz." - N. F. Kısakürek
- kaygan
sıfat Islak veya düz olduğundan kaydırıcı özelliği bulunan veya üzerinde kayılan, zıypak"Kaygan taş. Kaygan yol."
- becerikli
sıfat Becerisi olan, elinden iş gelen, usta, maharetli, mahir, mahirane"Halk, onun çok becerikli bir müdür olduğuna inanır." - S. Birsel
- hilekâr
sıfat Hileci"Münafık, hilekâr, mürai bir adam olarak şöhret almışsınız." - E. E. Talu
- kurnaz
sıfat Kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erişmesini beceren, açıkgöz, hin"Kurnaz Ünal, böyle vakitsiz gelişinden pirelendiğini anlamıştı." - O. Kemal
- gürbüz
sıfat Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş"Otuz kadar çocuğun hepsi gürbüz ve mutludur." - A. Ağaoğlu
- ustaca
sıfat Ustaya yakışan"Her zamanki gibi ustaca makyaj sayesinde yüzümü iyice benzetmişti." - R. Erduran
- kurnazca
sıfat Kurnaza yakışır"Bizi aldatmak için onlar bu yolu tutmayı pek kurnazca bir şey zannetmişlerdir." - H. C. Yalçın
- akıllıca
sıfat Akla yakın, doğru, makul"Ne yaparsanız yapın, yeter ki akıllıca olsun, demiş, çıkmış işin içinden!" - B. R. Eyuboğlu
- ustalıkla
zarf Ustaca"Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." - S. F. Abasıyanık
- kurnazcasına
zarf Kurnazca
- kayganlaştırmak
- maharetle
- yüze gülen
- düz, parlak ve kaygan, yüze gülücü, yapmacık kibar, tatlı dilli, kurnaz, üçkâğıtçı, ince petrol tabakası, saykallamak, cilalamak
- düzeltip süslemek
- parlak ve kaygan
- su yüzünde bulunan yağ tabakası