-
ince ses : isim, fizik Titreşim sayısı çok olan ses, tiz ses, yüksek ses
-
ince zar : isim, anatomi Beyni, omuriliği saran zarların en altta olanı
-
ince ünlü : isim, dil bilgisi Dilin ileriye sürülmesiyle ön damakta oluşan ünlü: e, i, ö, ü
-
ince iş : isim Nakış
-
ince yağ : isim Yakıt olarak veya yağlamada kullanılan akışkan nitelikteki mineral yağ
-
ince karın ağrısı : isim Huzursuzluk, rahatsızlık veren iş, olay veya düşünce
-
ince ağrı : isim Verem
-
ince ayrım : isim En küçük ayrıntı, çalar, nüans
-
ince bağırsak : isim, anatomi Sindirim borusunun mideden kalın bağırsağa kadar olan yiyeceklerin sindirilmesi görevini yapan bölümü
-
ince donanma : isim, denizcilik Hafif gemilerden kurulmuş donanma
-
ince düşünceli : sıfat Ayrıntılı bir biçimde düşünen"Bu kadar ince düşünceli bir kardeşi kim nerede bulurdu?" - A. Kutlu
-
ince gül yağı : isim Su buharı dağıtmasıyla elde edilen soluk sarı renkli, gül kokulu bir sıvı
-
ince hastalık : isim Verem
-
ince kesim : isim Kemikleri ince ve zayıf
-
ince saz : isim, müzik Türk müziğinde keman, ney, tambur, kemençe, ut, kanun, daire vb. çalgılardan ve okuyuculardan oluşan, fasıl yapan topluluk
-
ince sıva : isim, mimarlık Kaba sıva üzerine ince kum ve çimento karışımıyla yapılan düzgün sıva
-
ince tutkal : isim Uygun sıvılarla akıcılığı artırılmış sıvı tutkal
-
ince yapılı : sıfat Narin, nazik, zayıf"Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü." - E. Şafak
-
inceden inceye : zarf Ayrıntılara inerek, önem vererek, titizce"Her tarafını inceden inceye araştırıyorlar gümrükte." - R. Enis
-
ince düşünmek : ayrıntılı bir biçimde düşünmek"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
-
ince eleyip (veya eğirip) sık dokumak : bir şeyi bütün ayrıntılarıyla araştırmak, gözden veya elden geçirmek"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."