-
söz ustası : isim Söz söylemesini bilen veya ağzına söz yakışan kimse
-
usta işi : sıfat Eli uz, işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılan"Bir gün altında imzası, usta işi bir şiir yayımlayarak kendisini avuttu." - Y. Z. Ortaç
-
ustabaşı : isim Bir iş yerinde çalışan ustaların başı olan ve onları denetleyen kimse"Ustabaşı Salih Ağa, iri yumruğunu göğsüne vurarak..." - Y. Z. Ortaç
-
lonca ustası : isim Lonca başkanı
-
sohbet ustası : isim Konuşması zevkle dinlenen ve doyurucu olan, dinleyicileri âdeta büyüleyen kimse"Bu sohbet ustası radyo aracılığıyla tüm Türkiye'yi ağzına baktıran bir millî kahve ağabeyi hâline gelivermişti." - H. Taner
-
usta elinden çıkmak : işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılmak"Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." - N. Hikmet
-
usta olmak : usta duruma gelmek"Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." - N. Hikmet
-
ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur : babamın adı Hıdır, elimden gelen budur"Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." - N. Hikmet