- etek
isim Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik"Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." - R. N. Güntekin
- kadın
isim Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen"Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler." - A. Ş. Hisar
- kız
isim Dişi çocuk"Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler." - Halikarnas Balıkçısı
- kenar
isim Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka"O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi." - O. V. Kanık
- kaçınmak
-den Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek"Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." - H. E. Adıvar
- geçiştirmek
-i Gereken önemi vermemek, üstünde durmadan başından savmak"Babama yazdığın mektupta eskülabi bir cümle ile geçiştirmişsin. Demek iş yok." - S. Eyuboğlu
- karı
isim Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce"Eve varınca karım Fadime kapıyı açar." - S. F. Abasıyanık
- eteklik
isim Etek"O irmik kokulu neftî bluzuyla vanilya kokulu gri etekliğini giyerdi." - S. F. Abasıyanık
- Moda ve Dikiş-Nakış, Etek.
- kenarından geçip gitmek
- baştan savmak
- etek kenar
- etek, eteklik, kenar, kadın, karı, çevresinden dolaşmak
- eteklik ile örtmek
- kenar olmak
- kenarda oturmak
- kenarında olmak