anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

run

Kelimeler > R ile başlayan kelimeler > run nedir ?
run
run, run nedir ,run ne demek
  • gözden geçirmek

    okumak

  • içinden geçirmek

    bir şeyi yapmayı düşünmek"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan

  • koşu

    isim Koşma"Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi." - N. Hikmet

  • süre

    isim Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet"Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." - T. Oflazoğlu

  • sayı

    isim, matematik Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet"Bir, beş, yüz, birer sayıdır."

  • sefer

    isim Yolculuk"Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden" - Y. K. Beyatlı

  • Çay

    isim, bitki bilimi Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis)

  • dere

    isim, coğrafya Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu"Bu ensiz tahta köprü altında ince dere." - E. B. Koryürek

  • gezinti

    isim Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh"O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." - A. Rasim

  • kaçık

    sıfat İlmeği kaçmış (çorap vb.)

  • koşma

    isim Koşmak işi"Hamal benim dalgınlığımdan istifade ederek birdenbire bir kedi gibi fırladı ve koşmaya başladı." - K. Bilbaşar

  • parti

    isim Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka"Parti tarafından önerilen genel konular ile ozanın duyduğu şey arasında çelişki olamaz." - N. F. Kısakürek

  • parti

    isim Bir bütünün parçası, kısım"Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk, iki kilo tütün yürütüyordu." - N. Cumalı

  • yarış

    isim, spor Yarışma"Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?" - T. Buğra

  • tür

    isim Çeşit, cins"Yazı türleri."

  • maden damarı

    isim, mineraloji Maden cevherinin yoğun olarak bulunduğu bölüm

  • iflas etmek

    bir kimse veya kuruluş için mahkeme kararıyla anaparasını yitirdiği açıklanmak, batmak"Her gün küçük tüccarlardan birisi iflasa sürükleniyordu." - N. Cumalı

  • üstünden geçmek

    daha önceden yapılmış bir işi, denetlemek amacıyla yeniden gözden geçirmek"Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." - H. E. Adıvar "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında

  • yolculuk

    isim Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer"Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk." - F. N. Çamlıbel

  • nakletmek

    -i Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek"İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler." - P. Safa

  • seri

    isim Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi"Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." - S. F. Abasıyanık

  • seri

    sıfat Hızlı"Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti." - R. N. Güntekin

  • hücum

    isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı

  • idare etmek

    yönetmek, çekip çevirmek"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk

  • yönelmek

    -e Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek, yönlenmek"Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir." - İ. Özel

  • göz gezdirmek

    derinlemesine incelemeden okumak

  • yönetmek

    -i Bir kurum veya kuruluşun yasalara, kurallara ve belli şartlara uygun biçimde işlemesini sağlamak, idare etmek, tedvir etmek

  • geçmek

    -e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra

  • gitmek

    -e Bir yere doğru yönelmek

  • kullanmak

    -i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın

  • basmak

    -e Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına." - C. Külebi

  • sürmek

    -i, -e Yönetip yürütmek, sevk etmek

  • akış

    isim Akma işi

  • akıtmak

    -i, -e Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek

  • akmak

    -den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık

  • dökülmek

    nsz Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak"Bekliyorum. Bir gül döküldü vazoda / Bekliyorum. Ses yok ölgün piyanoda" - H. F. Ozansoy

  • bitmek

    nsz Tükenmek"Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık

  • hamle

    isim İleri atılma, atılım, saldırış, savlet"Teşebbüs, hamle, gayret, aksiyon ne demektir, bu gözü dönmüş insanlardan öğrenmek lazım." - N. F. Kısakürek

  • vurmak

    -e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."

  • yapmak

    -i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan

  • kaçmak

    -e Hızla koşup bir yere saklanmak"Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." - H. R. Gürpınar

  • eğilim

    isim Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül"İnsanoğlunun, yaradılıştan medeniliğe eğilimi vardır." - N. Ataç

  • meyletmek

    -e Eğilmek

  • geçirmek

    -i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak

  • ilerlemek

    nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar

  • tekrar

    isim Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması"Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur." - A. Haşim

  • sürü

    isim Evcil hayvanlar topluluğu"Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." - R. H. Karay

  • ezmek

    -i Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek"Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım." - E. B. Koryürek

  • işlemek

    -i Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

  • çiğnemek

    -i Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek"Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor." - H. R. Gürpınar

  • artırmak

    -i Artmasını sağlamak, çoğaltmak"Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu." - R. Enis

  • yayılmak

    nsz Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak

  • kaçırmak

    -i Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak

  • koşmak

    nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu

  • çalıştırmak

    -i, -e Çalışmasını sağlamak

  • seyir

    isim Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş"Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar." - A. H. Çelebi

  • yürümek

    nsz Adım atarak ilerlemek, gitmek"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - H. Taner

  • yürütmek

    -i Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak

  • solmak

    nsz Rengini yitirmek, rengi uçmak"Sen, yüzü beyaz güller gibi solan / Adın ve senin?" - T. Oflazoğlu

  • boşalmak

    nsz Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek"Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti." - E. Şafak

  • dökmek

    -i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak"İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - S. F. Abasıyanık

  • firar etmek

    kaçmak"Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz." - A. Gündüz

  • tükenmek

    nsz Bitmek, sona ermek, kalmamak"Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi." - A. Ş. Hisar

  • götürmek

    -i Taşımak, ulaştırmak veya koymak"Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim." - A. Kutlu

  • taşımak

    -i Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek"Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." - S. F. Abasıyanık

  • devam etmek

    başlanmış bir iş sürmek

  • tekrarlamak

    -i Bir işi bir kez daha yapmak, yinelemek, tekrar etmek"Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti." - A. İlhan

  • uzanmak

    -e Boylu boyunca yatmak"Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni." - N. Hikmet

  • çalışmak

    nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek

  • işletmek

    -i İşlemesini sağlamak, çalıştırmak"Trenlerimizi odunla işletiyorduk." - F. R. Atay

  • seğirtmek

    nsz Sıçrayarak yakın bir yere doğru koşmak"İçeriye girip de kalem odasına doğru seğirttiği anda odacı sokaktan seslendi." - E. E. Talu

  • adaylığını koymak

    bir iş veya göreve seçilmek için kendini ileri sürmek"Seçimlerde adaylık hakkının yalnız muayyen bir seçim dairesinde oturmuş olanlara tahsisi teklif ediliyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • anlatılmak

    nsz Anlatma işine konu olmak"Sana nasıl anlatılır / Sensiz hayatın boşluğu" - O. S. Orhon

  • bitiştirmek

    -i Bitişmesini sağlamak

  • coşmak

    nsz Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vurmak, galeyan etmek"Askerler sevgili efendilerinin yüzünü görür görmez coşuyorlar." - Y. K. Beyatlı

  • dışarı atmak

    kovmak"Dışarıda karlar erimeye başlamış." - A. Ümit

  • gidivermek

    nsz Ansızın gitmek

  • gidişat

    isim Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi"Böyle ölçülü bir açıdan bakınca mahpushanede gidişat iyi sayılır." - K. Korcan

  • kaçırtmak

    -i Kaçırmasını sağlamak"El altından Anadolu'ya silah kaçırtmak yollarını temin etmekteydi." - H. E. Adıvar

  • kötülemek

    -i Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek"İsveçli doktorun suyu kötülemekteki asıl amacı, Viyana'da bir bira fabrikası açmak iznini elde etmekmiş." - S. Birsel

  • oynanmak

    nsz Oynama işine konu olmak"O gece orada ne oynanacağına bakmadan içeri daldılar." - O. C. Kaygılı

  • rast gelmek

    düşünmediği, ummadığı hâlde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek

  • saplamak

    -i, -e Hızla batırmak"Bıçağı sapladı."

  • seğirtme

    isim Seğirtmek işi

  • uzantı

    isim Bazı nesnelerin herhangi bir yerinde görülen uzamış bölüm

  • uğramak

    -e Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak"Karaya uğramak, her denizci gibi cinine gidiyordu." - Halikarnas Balıkçısı

  • yarışmak

    nsz, -le Üstünlük kazanmak amacıyla bir yarışmaya katılmak

  • yarıştırmak

    -i Yarışmasını sağlamak

  • oynatmak

    -i Oynamasını sağlamak"Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." - P. Safa

  • koşturmak

    -i Koşma işini yaptırmak"Atları hızla koşturdu."

  • çalıştırma

    isim Çalıştırmak işi

  • koşuş
  • yayınlamak
  • çabuk gitmek
  • aleyhinde söylemek
  • arkasından koşup yakalamak
  • bankadan toplu talep
  • bir seferlik verim
  • etkin olmak
  • geri çekilmekte
  • görülegelmek
  • gösterim süresi
  • göç etmek
  • inşa edivermek
  • irin akıtmak
  • işleme süresi
  • kayma yokuşu
  • kaçmakta
  • koşarken
  • kurulmadığı için durmak
  • kümes bahçesi
  • nağmeleme
  • oynama süresi
  • seri halinde yayımlamak
  • sesgeçidi
  • sürü halinde göç
  • tutulan yol
  • yaşadığı yer
  • çabuk yürümek
  • sefer yapmak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • ocean floor
  • gammaz
  • komplocu
  • rebuild
  • sıkış tıkış
  • savuşup gitmek
  • duba gibi
  • seabed
  • bootie
  • ocean bed

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı