- para
isim, ekonomi Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam
- yağlı
sıfat Üzerinde veya içinde yağı olan
- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- tuhaf
sıfat Acayip"Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." - T. Buğra
- değerli
sıfat Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli, kıymettar"Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı." - A. Kutlu
- zengin
sıfat Parası, malı çok olan, varlıklı, varsıl, variyetli, fakir, yoksul karşıtı"Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz" - B. Necatigil
- ağır
sıfat Tartıda çok çeken, hafif karşıtı"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
- koyu
sıfat Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı"Koyu pekmez. Koyu süt."
- kalın
sıfat Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı"Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü." - H. R. Gürpınar
- kalın
isim Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık"Babam senden çok mu istedi kalını?" - Halk türküsü
- kalın
Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü
- dolgun
sıfat Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış"Dolgun yastık."
- bol
sıfat İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
- bol
isim Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
- güçlü
sıfat Gücü olan, kuvvetli, yavuz"Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." - A. Kutlu
- yoğun
sıfat Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif
- servet
isim Varlık, zenginlik, mal mülk"Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." - F. R. Atay
- bol bol
zarf Fazlasıyla"Bol bol ucuz şarapla konyak içti." - N. Cumalı
- besleyici
sıfat Besleyen, beslemeye yarayan, besin değeri yüksek, mugaddi
- varlıklı
sıfat Zengin"Sinan, varlıklı bir ailenin çocuğu." - A. Ümit
- varsıl
sıfat Parası, malı çok olan, zengin, yoksul karşıtı
- parlak
sıfat Parlayan, ışıldayan"Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." - H. E. Adıvar
- bereketli
sıfat Bol, verimli"Ey vatanın bağrı yanık bucağı / Hani senin bereketli hasadın" - M. E. Yurdakul
- verimli
sıfat Verimi iyi ve bol olan, bitek, randımanlı, mahsuldar, mümbit, müsmir, verimkâr"Verimli toprak."
- bitek
sıfat Verimli
- gür
sıfat Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran"Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi." - Ö. Seyfettin
- komik
sıfat Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç"Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor." - A. Gündüz
- pahalı
sıfat Fiyatı yüksek olan, ucuz karşıtı"Ana kız ikisini de sevinçlerinden çıldırtacak kadar ağır, pahalı hediyeler getirmişti." - R. H. Karay
- paralı
sıfat Parası çok olan, zengin (kimse)
- yağlılık
isim Yağlı olma durumu
- zengin, varlı, bay, bitek, verimli, bereketli, zengin, bol, çok,
- zengini
- fazlasıyle
- çok güzel ve pahalı