anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

range

Kelimeler > R ile başlayan kelimeler > range nedir ?
range
range, range nedir ,range ne demek
  • sıra

    isim Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık

  • saha

    isim, spor Alan"Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu." - S. F. Abasıyanık

  • sinir

    isim, anatomi Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin

  • bölge

    isim Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka"Maddeden mi nereden geldiği belirsiz olan bu kıymet son tahmi

  • Aralık

    isim Ara"İki masa arasında bir metre aralık var."

  • derece

    isim Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." - Ö. Seyfettin

  • dizi

    isim Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra"İki dizi inci."

  • gıdım

    isim Küçük bir parça, bir miktar"Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya." - N. Meriç

  • alan

    isim Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha

  • takım

    isim Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman

  • atış yeri

    isim Ateşli silahlarla atış alıştırmaları yapılan yer, poligon

  • sıradağ

    isim, coğrafya Ortak özellikler gösteren, aralarında uzunlamasına vadilerin bulunduğu dağlar dizisi

  • açıklık

    isim Açık olma durumu, aleniyet

  • daire

    isim Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat"Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş." - H. F. Ozansoy

  • boşluk

    isim Oyuk, çukur, kapanmamış yer

  • ocak

    isim Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer"Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar." - Halikarnas Balıkçısı

  • cins

    isim Tür, çeşit"Lalelerin cinsleri günden güne çoğalıyor, soğanları akıl almayacak fiyatlarla satılıyordu." - A. H. Çelebi

  • sınıf

    isim Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri"Birinci sınıf öğrencileri."

  • tür

    isim Çeşit, cins"Yazı türleri."

  • mesafe

    isim Ara, aralık, uzaklık"Etrafı görememek, belki gözleri oyalayacak şeyleri bulamamak bu mesafeye sabır tüketen bir uzayış verdi." - H. S. Tanrıöver

  • mera

    isim, coğrafya Otlak"Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı." - Ö. Seyfettin

  • seri

    isim Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi"Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." - S. F. Abasıyanık

  • seri

    sıfat Hızlı"Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti." - R. N. Güntekin

  • tanzim etmek

    sıralamak

  • tertip etmek

    düzenlemek, hazırlamak

  • düzeltmek

    -i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin

  • boyut

    isim Bir cismin herhangi bir yöndeki uzantısı

  • buut

    isim, matematik Boyut

  • ayarlamak

    -i Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak"Saati radyoya göre ayarlamak."

  • yetişmek

    -e Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak"Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." - Ö. Seyfettin

  • koleksiyon

    isim Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem"Koleksiyonun kitapçılıktan kazanılan paralarla devşirildiğini belirtiyor." - S. Birsel

  • dolaşmak

    nsz Gezmek, gezinmek"Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik." - H. S. Tanrıöver

  • sıralamak

    -i Birbiri ardı sıra veya yan yana koyarak sıra durumuna getirmek"İskemleleri sıralamak."

  • kurmak

    -i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay

  • genişlik

    isim Geniş olma durumu"İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var." - N. Hikmet

  • otlak

    isim, coğrafya Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera"Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu." - N. Cumalı

  • kapsam

    isim Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul"Yasa kapsamına giren devlet personeli."

  • yayılmak

    nsz Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak

  • olmak

    nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık

  • çeşit

    isim Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev"Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur." - N. Uygur

  • silsile

    isim Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra"Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok." - H. E. Adıvar

  • uzaklık

    isim Uzak olma durumu, ıraklık"Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." - H. R. Gürpınar

  • dizmek

    -i, -e Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek"Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı." - N. Cumalı

  • sınıflandırmak

    -i Bölümlendirmek

  • gezinmek

    nsz Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek"Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." - P. Safa

  • otlatmak

    -i Hayvanı veya sürüyü otlayabileceği bir yere götürmek, otlamaya bırakmak, otlamasını sağlamak

  • uzanmak

    -e Boylu boyunca yatmak"Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni." - N. Hikmet

  • dağılmak

    nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit

  • menzil

    isim Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak"Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana" - F. N. Çamlıbel

  • erim

    isim Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil"El erimi. Göz erimi."

  • Değer kümesi

    Matematik-Geometri, Bir fonksiyonun alacağı değerleri içeren küme.

  • poligon

    isim Atış yeri

  • porte

    isim Bir işin genişlik, önem derecesi, etki alanı

  • yayılma alanı

    Biyoloji, Belli bir türün yaşadığı yeryüzü kesimi.

  • çeşitlilik

    isim Çeşidi çok olma durumu, izge, yelpaze, tenevvü, spektrum"Onun gülüşünü ve gülüşlerindeki mana çeşitliliğini bilmesi gereken ve bildiğini sandığı üç beş kişiden biri." - T. Buğra

  • geniş kapsamlı
  • dağ silsilesi gibi
  • fırınlı ocak
  • menzilini bulmak
  • meraya salmak
  • mutfak ocağı
  • otlaktaki davar
  • sıra dizi erim menzil
  • uzun bacaklı
  • uçak menzili
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • gassy
  • spit
  • southeasterly
  • spittle
  • southwest
  • lengthening
  • locksmith's
  • primogenitor
  • metalworker's
  • divider

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı