anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

out

Kelimeler > O ile başlayan kelimeler > out nedir ?
out
out, out nedir ,out ne demek
  • dış

    isim Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı"Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz." - A. Haşim

  • bozuk

    sıfat Bozulmuş olan"Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." - T. Buğra

  • bozuk

    isim, müzik Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz

  • dışında

    -den başka, sayılmazsa"Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz." - A. Haşim

  • uzak

    sıfat Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa

  • yanlış

    isim Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata"Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." - N. Eray

  • bütün bütün

    zarf Büsbütün, tamamıyla"Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün." - Y. K. Beyatlı

  • meydana çıkmak

    ortaya çıkmak, görünmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin

  • bahane

    isim Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep"Birtakım bahanelerle elimden kurtulacağını mı sanıyorsun?" - A. M. Dranas

  • vermek

    -i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin

  • hatalı

    sıfat Hatası olan, yanlışlığı bulunan"Hatalı yazı. Hatalı davranış."

  • anormal

    sıfat Genel olana, alışılmışa ve kurala aykırı olan, normal olmayan, düzgüsüz"Kadını âdeta şehvetli ve anormal bir zevkle, değil erkek hatta kızlar bile seyrediyordu." - H. E. Adıvar

  • tamamen

    zarf Bütün olarak, büsbütün, baştan sona"Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı." - A. Kulin

  • keyifsiz

    sıfat Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız

  • harici

    İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Dış, dıştan, dış dünya İle ilgili.

  • dışarıya

    Tekvando, Bakuro.

  • dışarı

    isim Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı"Dışarıda karlar erimeye başlamış." - A. Ümit

  • bayılmak

    nsz Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek"Anasının bayıldığını gören çocuk avaz avaz ağlamaya başlamıştı." - A. Kulin

  • nakavt etmek

    boks maçında nakavtla yenmek

  • çözüm yolu

    isim Bir güçlüğü giderme çaresi, hal çaresi"Sonunda ikisi ortası bir çözüm yolu bulundu." - T. Buğra

  • aut

    isim, spor Dış"Aut çizgisinden nefis bir orta..." - H. Taner

  • kovmak

    -i Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek"Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." - M. Ş. Esendal

  • olanaksız

    sıfat Olanağı olmayan, olma ihtimali bulunmayan, gayrimümkün, imkânsız"Belki zaman içinde düşünebilirdim. Ama artık olanaksız." - A. Ağaoğlu

  • çıkış

    isim Çıkma işi"Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı." - A. Kutlu

  • dış taraf
  • fazlasıyle
  • bütünüyle
  • dışarıda
  • arasından
  • dışarı dışarıda
  • dışarıdaki
  • kullanılmaz
  • meydana
  • muhalif kimse
  • ortaya
  • yanılmış
  • yüksek sesle
  • zararda olan
  • dışarı, dışarıya, dışarıda, yüksek sesle, bağırarak, adamakıllı, tamamıyla, bütünüyle, modası geçmiş, dışta yer alan, dış, harici, uzak, uzakta olan, olanaksız,
  • (argo.) vurup düşürmek
  • (beysbol) vurucunun sırasının bitmesi
  • (edat)
  • (edat) dışarıya
  • (eski) kovmak. kapı dışarı etmek
  • (matb.) mürettip tarafından atlanmış kelime
  • (öbüründen) daha iyi
  • (önek) fazlasıyle
  • (ünlem)
  • (ünlem) Dışarı! Defol!
  • açık havada
  • aşikâr olmak. out and away pek çok
  • bitkin. at outs (with) dargın. far out
  • bitmiş
  • cepten çıkmış. out of print mevcudu bitmiş (kitap) out of reach el erişmez
  • daha iyi
  • daha çok: outstay
  • dargın. out of spirits canı sıkkın
  • düzensiz veya sırasız. out of patience sabrı tükenmiş. out of pocket sarfedilmiş
  • dışarda
  • eskiden beri. tired out çok yorgun
  • eskimiş
  • fersah fersah. out and out bütün bütün
  • haykırmak. die out sönmek: nesli tükenmek. pass out dağıtmak
  • her yönüyle. out of breath nefesi kesilmiş
  • işinden çıkarılmış yenik parti üyesi
  • neşesiz. out of things uzaklaşmış
  • outbid outdrink.
  • soluk soluğa. out of commission bozuk. out of countenance utanmış. out of danger tehlikeyi atlatmış. out for a good time eğlence peşinde. out of order bozuk
  • sönmüş
  • sız
  • sız (kalmış)
  • tamamen: sonuna kadar
  • top oyun larında vurucu olmayan
  • toplantıdan sıra ile çıkmak (öğrenciler) pour out boşaltmak. time out of mind öteden beri
  • uzak. out of season mevsimsiz
  • uzaklaştırılmış. out of time (müz.) vuruşa uygun olmayan. Out with it! Haydi söyle! Anlat! cry out yüksek sesle bağırmak
  • vakitsiz. out of sorts rahatsız
  • vurucunun sırasının bitmesi
  • vurup düşürmek
  • way out (argo.) şahane
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • death warrant
  • coastal strip
  • adjoin
  • butterball
  • juxtapose
  • pollinosis
  • landing craft
  • cottonseed oil
  • milk fat
  • written examation

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı