- düzgün
sıfat Doğru ve pürüzsüz, muntazam"Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu." - C. Uçuk
- temiz
sıfat Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı (I), pak, münezzeh, hijyen, hijyenik"Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok." - A. Ağaoğlu
- güzel
sıfat Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı"Güzel kız. Güzel çiçek." "Yalının en güzel odası bizimdi."
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- sade
sıfat Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz"İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." - M. Ş. Esendal
- iyi
sıfat İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı"Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum." - F. R. Atay
- düzenli
sıfat Düzeni olan, yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam"Hele, düzenli giyim diye bir dertleri hiç yoktur." - S. Ayverdi
- katıksız
sıfat Katığı olmayan, yavan"Biraz da katıksız ekmek yiyin." - N. F. Kısakürek
- nefis
isim Öz varlık, kişilik"Çoğunu, kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü." - Ö. Seyfettin
- nefis
sıfat Pek hoş, çok güzel"Duvarlardaki pastel ve yağlı boya nefis levhalara uzaktan bir göz atmadan geçemiyorduk." - A. H. Müftüoğlu
- sık
sıfat Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı"Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç."
- halis
sıfat Katışık olmayan, katışıksız, saf"Devşirme değil, cetbecet Türk, özüm gibi halis Sivaslı, aslan gibi kumandan." - N. Hikmet
- zarif
sıfat Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen, zarafetli"Camilerimizdeki o zarif çizgilerin şiirini bir daha duyacak." - O. S. Orhon
- becerikli
sıfat Becerisi olan, elinden iş gelen, usta, maharetli, mahir, mahirane"Halk, onun çok becerikli bir müdür olduğuna inanır." - S. Birsel
- sek
sıfat İçine su, başka bir içki veya bir sıvı karıştırılmamış (içki)"Sek viski."
- zeki
sıfat Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek"En zeki hayvan maymundur."
- tertipli
sıfat Düzenli, derli toplu, yerli yerinde"Bereket ki burada her şey tertipli idi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sığır
isim, hayvan bilimi Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı
- bakımlı
sıfat İyi bakılmış, üzerinde iyi çalışılmış"Avludan atlar geçmeye başladı. Hepsi besili ve bakımlı idi." - T. Buğra
- düzgünlük
isim Düzgün olma durumu
- etkileyici
sıfat Etkileyebilecek özellikte olan, karizmatik"Oyunun biçimi yalın. Özellikle bu yalınlık etkileyici." - A. Ağaoğlu
- hünerli
sıfat Hüneri olan (kimse)
- su katılmamış
kendine özgü olan durumu koruyan, başka bir etkiyle değişmemiş, bozulmamış olan
- susuz
sıfat Suyu olmayan, suyu bulunmayan"Kazanalım parayı; hayır hasenat yaparız, İstanbul'un susuz semtlerine çeşme yaptırırız." - Ü. Dökmen
- zevkli
sıfat Beğenilen, hoşa giden"Toplu oyunlar çok daha zevkliydi." - A. Kutlu
- temiz, derlitoplu, düzenli, tertipli, düzensever, zeki, etkileyici,
- temiz zarif