anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

match

Kelimeler > M ile başlayan kelimeler > match nedir ?
match
match, match nedir ,match ne demek
  • eş

    isim Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri"Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun." - Ö. Seyfettin

  • uyum

    isim Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk"Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." - N. Araz

  • oyun

    isim Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."

  • eşit

    sıfat Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi"Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler." - S. Birsel

  • denk

    isim Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük parçasından her biri"Yükün bir dengi fasulye, bir dengi nohut."

  • denk

    sıfat Ağırlık bakımından eşit olan

  • av

    isim Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr"Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü." - N. F. Kısakürek

  • uygunluk

    isim Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet

  • uygun olmak

    isabetli, yerinde olmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar

  • benzer

    sıfat Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil"Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı." - L. Tekin

  • MAC

    Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi. 

  • benzemek

    -e İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak"Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." - A. H. Tanpınar

  • uydurmak

    -i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa

  • geçmek

    -e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra

  • gitmek

    -e Bir yere doğru yönelmek

  • karşılaştırmak

    -i, -le Karşılaştırma işini yaptırmak

  • geçirmek

    -i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak

  • uymak

    -e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."

  • yakışmak

    nsz Güzel durmak, iyi gitmek, yaraşmak, uygun gelmek"Önden yandan nasıl durduğunu, yakışıp yakışmadığını gözden geçirecek." - M. Ş. Esendal

  • tutmak

    -i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin

  • karşılaşma

    isim Karşılaşmak işi

  • yarışma

    isim Yarışmak işi, müsabaka

  • evlendirmek

    -i Evlenmesini sağlamak"İçlerinden muhtaç olanları, ev eşyalarını tedarik ederek evlendiriyordum." - N. F. Kısakürek

  • birleştirmek

    -i, -le Bir araya getirmek"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar

  • müsabaka

    isim, spor Yarışma"Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu." - M. Ş. Esendal

  • eşlemek

    -i Benzer iki şeyi bir araya getirmek

  • evlenmek

    nsz, -le Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek"Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi." - E. Şafak

  • rakip

    isim Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye uğraşan kimse"Bakarsın erkek rakibini de sevgilisini de öldürmüş." - S. F. Abasıyanık

  • akran

    isim Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür"Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı." - N. Cumalı

  • evlenme

    isim Evlenmek işi, izdivaç"Annesi, askerliğini yapıncaya kadar evlenmesine razı değildi." - E. Bener

  • kibrit

    isim Bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası"Sol cebinden sigara paketiyle kibriti çıkardı." - Y. Atılgan

  • eşleşmek

    nsz, -le Birbiriyle eş olmak, eş tutmak

  • eşleştirme

    isim Eşleştirmek işi

  • eşleştirmek

    -i Eşleşmesini sağlamak

  • üstün gelmek
  • birbirine tutturmak
  • birbirine uymak
  • evlenme kararı
  • eş, akran, denk, benzer, evlenme, maç, karşılaşma, kibrit, uymak, iyi gitmek, eşi benzeri olmak, boy ölçüşmek, -e uygun bir şey bulmak
  • eşliğe uygun kimse
  • rakibi ile karşılaşmak
  • tam kopya
  • tamamlayıcı şey
  • uygun çift
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • çit
  • kapanma
  • kuşatma
  • kaplam
  • ölçüp biçmek
  • bir de
  • dahası
  • üstelik
  • çitleme
  • çevrilme

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı