- etek
isim Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik"Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." - R. N. Güntekin
- diz
isim, anatomi Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer"Bir iskemlede ellerini dizlerine sermiş, sessizce oturuyordu." - A. Kutlu
- kucak
isim Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş"Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık." - S. M. Alus
- tür
isim Çeşit, cins"Yazı türleri."
- katlanmak
nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- sarılmak
nsz Sarma işi yapılmak"Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." - R. H. Karay
- kuşatmak
-i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
- dolamak
-i, -e İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak"İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar." - L. Tekin
- kucaklamak
-i Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak"Erhan'ı doyumsuz bir sevgi ile kucakladılar." - E. İ. Benice
- yalamak
-i Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
- yal
isim Köpek ve sığırlara yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek
- Sağlık-Tıp, Lenfadenopati'nin kısaltılmış şeklidir. Lenfadenopati, lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir.
- beğenip kabul etmek
- bir devir
- etrafını sarmak
- çark ile cilâlamak
- kucak, oturan kimsenin kalçasından dizine kadar olan ön bölümü,
- başka şeyin üzerine binen kısım
- bir şeyi tamamen veya kısmen başka bir şeyin üzerine koymak
- dil ile yalayıp ağzına çekme
- dizüstü kucak etek
- fino köpeği. lap of luxury servet ve rahatlık. lapful kucak dolusu.
- hafif çarpmak
- hakikat olarak kabul etmek.
- kenarı başka şeyin üzerine binmek
- köpeklere mahsus sulu yemek
- kıymetli taş veya madeni eşyayı parlatmaya mahsus çark. lap dissolve sin zincirleme görüntü. lap joint bindirme.
- lap down çabucak içip yutmak
- oturan kimsenin dizlerini örten elbise kısmı. lap dog kucağa alınan ufak köpek
- sahile yavaş çarpan dalganın sesi. lap up
- yarışta bir kerelik dönüm
- yarışta rakibini bir devirlik mesafe ile geçmek