anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

handle

Kelimeler > H ile başlayan kelimeler > handle nedir ?
handle
handle, handle nedir ,handle ne demek
  • yol

    isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik

  • kulak

    isim, anatomi Başın her iki yanında bulunan işitme organı"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  • kulak

    isim Varlıklı Rus köylüsü

  • kol

    isim, anatomi İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm

  • ele almak

    bir şey üzerinde çalışmaya başlamak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba

  • ele gelmek

    tutulabilmek"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba

  • vasıta

    isim Araç"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür." - Atatürk

  • tepesi atmak

    birdenbire öfkeye kapılmak, öfkelenmek"Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." - S. F. Abasıyanık

  • kaldıraç

    isim Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela

  • bahane

    isim Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep"Birtakım bahanelerle elimden kurtulacağını mı sanıyorsun?" - A. M. Dranas

  • tanıtıcı

    sıfat Tanıtma işini yapan, tanıtan"Tanıtıcı yayınlar."

  • idare etmek

    yönetmek, çekip çevirmek"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk

  • almak

    -i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • vesile

    isim Sebep, bahane"Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." - M. Ş. Esendal

  • yönetmek

    -i Bir kurum veya kuruluşun yasalara, kurallara ve belli şartlara uygun biçimde işlemesini sağlamak, idare etmek, tedvir etmek

  • kullanmak

    -i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın

  • alet

    isim Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne

  • parlatmak

    -i Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak"Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı." - H. E. Adıvar

  • tutamaç

    isim Bir şeyin tutulup çekilecek yeri

  • kavramak

    -i Elle sıkıca tutmak"Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." - N. Cumalı

  • işlemek

    -i Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

  • tutmak

    -i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin

  • dokunmak

    -e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - A. Haşim

  • deste

    isim Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam"Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor." - H. Taner

  • imkân

    isim Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak"Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır?" - H. C. Yalçın

  • kulp

    isim Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri"Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi." - O. C. Kaygılı

  • kabza

    isim Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, tutak, sap"Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü." - F. F. Tülbentçi

  • sap

    isim Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm

  • tokmak

    isim Ağaçtan yapılmış iri çekiç"Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu." - S. F. Abasıyanık

  • tutacak

    isim Sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti, tutaç, tutak

  • başa çıkmak

    güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı "Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  • ellemek

    -i Elle dokunmak"Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum." - Y. Z. Ortaç

  • köpürmek

    nsz Köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak"Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor." - A. Kulin

  • manivela

    isim Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol

  • muamele etmek

    davranmak"Bana karşı olan muamelesini beğenmedim."

  • satmak

    -i Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek"Geniş arazisini parselleyip sattı." - T. Buğra

  • tutamak

    isim Tutamaç"Viraj tutamağı."

  • üstesinden gelmek
  • sap, kulp, tutamaç, kabza, kol, eline almak, el sürmek, ellemek, kontrol altında tutmak, yönetmek, idare etmek, başa çıkmak,
  • el sürmek
  • ele uygun olmak
  • elle idare etmek
  • elle kullanmak
  • sap kulp kullanmak
  • ticaret yapmak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • aşırmak
  • ödül
  • bereketli
  • saklamak
  • sallamak
  • kayalık
  • gizlemek
  • komik
  • yağlılık
  • varlıklı

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı