anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Kulak anlamı nedir? , Kulak ne demek ?

Kelimeler > K ile başlayan kelimeler > kulak nedir?

Kulak
anlamı isim, anatomi

'Kulak' 1 kelime ve 5 harften oluşmaktadır.

kulak foto galeri
  • nedir isim, anatomi Başın her iki yanında bulunan işitme organı"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın
  • nedir anatomi Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü"Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu." - H. E. Adıvar
  • nedir Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
  • nedir Saban kulağı
  • nedir Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı
  • nedir müzik Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
  • nedir coğrafya Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
  • nedir Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği

Kulak ile ilgi cümleler (2)

Cümleleri oylama yaparak üst sıralara veya listenin en altına gönderebilirsin :).

0

Küçük ses yükseldi, kendisine bile yabancı gelen kısık ve kulak tırmalayıcı bir çığlık halini aldı ve bu çığlık aralık vermeden sürdü gitti. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

0

Bizim Lala, Fulya tarlaları tarafından gelen çok acı bir ulumaya kulak veriyor, yerini tahmin etmeye çalışıyordu. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

"kulak" ile ilgili yukarıdaki cümleleri beğenmedin mi? o zaman yeni cümle görmek için aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de kulak
  1. karakulak : isim, hayvan bilimi Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan (Caracal melanotis)

  2. dış kulak : isim, anatomi Kulağın, kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşan bölümü

  3. ekşikulak : isim, bitki bilimi Kuzukulağı

  4. iç kulak : isim, anatomi Kulağın işitme sinirlerinin bulunduğu bölümü, dolambaç

  5. kulak demiri : isim Pullukta, uç demirinin kaldırdığı toprağı ters çeviren demir

  6. filkulağı : isim, bitki bilimi Yılan yastığıgillerden, ana yurdu tropikal Amerika olan, kökü yumrulu bir süs bitkisi (Caladium)

  7. kulakdavulu : isim, anatomi Kulak zarı

  8. kulaktozu : isim Kulağın arkasındaki çukur bölüm, kulağın kökü

  9. kabakulak : isim, tıp (***) Tükürük bezlerinin, özellikle kulak altı bezlerinin iltihaplanmasıyla beliren bulaşıcı, salgın ve ateşli bir hastalık, kabaşiş, yazma (I)"Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden

  10. kamışkulak : isim Kulakları ince, düzgün ve dik at

  11. aslankulağı : isim, bitki bilimi Bir sap üzerinde dizili sarı veya kırmızı çiçekli otsu bir bitki

  12. ayıkulağı : isim, bitki bilimi Bir tür çuha çiçeği (Primula auricula)

  13. cankulağı : isim Çok yakın dost, sırdaş"Derdimizi dökecek bir dert ortağı, şikâyetimizi dinleyecek bir cankulağı bulunsun." - A. Ş. Hisar

  14. denizkulağı : isim, hayvan bilimi Yassı kabuklu, içi sedefli, 10 santimetre uzunluğunda bir deniz yumuşakçası (Haliotis)

  15. eşekkulağı : isim, bitki bilimi Karakafes

  16. farekulağı : isim, bitki bilimi Çuha çiçeğigillerden, tohumu kuş yemi olarak kullanılan bitkilerin cins adı, bağırsak otu, sıçankulağı (Anagallis)

  17. kuzukulağı : isim, bitki bilimi Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki, ekşikulak (Rumex acetosa)

  18. sıçankulağı : isim, bitki bilimi Farekulağı

  19. tavşankulağı : isim, bitki bilimi Çuha çiçeğigillerden, kalp biçiminde geniş yapraklı, beyaz, pembe, şarap rengi çiçekli bir bitki, buhurumeryem, siklamen (Cyclamen coum)

  20. kulak altı bezi : isim, anatomi Kulağın yakınında bulunan tükürük bezlerinin en büyüğü

  21. kulak çivisi : isim Kağnıda tekerleğin çıkmaması için mazının ucuna takılan çivi

  22. kulak dolgunluğu : sıfat İşiterek elde edilen (bilgi)"Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir." - Ö. Seyfettin

  23. kulak erimi : isim, fizik Sesin işitilebileceği uzaklık

  24. kulak kepçesi : isim, anatomi Kulağın sesi toplayarak orta kulağa göndermeye yarayan, yarım daire biçimindeki bölümü, sayvan

  25. kulak kulağa : zarf Gizlice, başkası duymaksızın"Kalemlere girip kâtiplerle kulak kulağa, sıkı fıkı konuşan, pullu mühürlü kâğıtlar alıp veren sinsi bir adam vardır." - R. H. Karay

  26. kulak memesi : isim, anatomi Kulağın yumuşak ve kıkırdaksız olan alt ucu

  27. kulak misafiri : isim Yanında konuşulanları konuşmaya katılmadan dinleyen kimse

  28. kulak sadakası : isim Duyulan ve öğrenilen bilgilerin bir bölümünün başkalarına aktarılması

  29. kulak tıkacı : isim Sesleri, gürültüleri hafifletmek veya su kaçmasını engellemek için kulağın içine veya üzerine konulan araç

  30. kulak tırmalayıcı : sıfat Kulağı rahatsız eden"Bu ses ona şimdi çatlak bir zurnadan çıkan sesler gibi kulak tırmalayıcı geliyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu

  31. kulak zarı : isim, anatomi Dış kulakla orta kulağı birbirine bağlayan zar, kulakdavulu

  32. kulağı kesik : sıfat Görmüş geçirmiş, deneyimi fazla olan, uyanık

  33. kulağı kirişte : sıfat Söylenecek sözü, gelecek haberi sabırsızlıkla bekleyen (kimse), kulağı tetikte

  34. kulağı tetikte : sıfat Kulağı kirişte"Kulağı tetikte, avuçları terlemiş, yüreği küt küt atıyor, çıkıyor odadan." - A. İlhan

  35. kulağı tıkalı : sıfat Sağır, ağır işiten

  36. kepçe kulak : sıfat Kocaman ve öne doğru kulakları olan (kimse)

  37. orta kulak : isim, anatomi Kulak zarı, çekiç, örs, üzengi kemiklerinin bulunduğu, dış kulakla iç kulak arasındaki bölüm

  38. yelken kulak : sıfat Yelken kulaklı

  39. baca kulağı : isim Ocağın iki yanında taştan yapılmış ufak raf

  40. deniz kulağı : isim, coğrafya Açık denizden bir kum setiyle ayrılan veya kıyı dilinin gelişmesiyle göl biçimini alan sığ koy veya körfez, lagün

  41. müzik kulağı : isim Müziğin seslerine olan duyarlılık ve yatkınlık durumu

  42. eli kulağında : sıfat Nerede ise olacak, çok yakında olması beklenilen"Eli kulağında, ya bugün çalar kapıyı ya yarın çalar." - M. İzgü

  43. ağzı kulaklarında : sıfat Çok sevinçli, mutlu (kimse)"Ağzı kulaklarında, ara sıra taksinin arka camından, taksinin peşi sıra koşan çocuklara bakıyor." - N. Hikmet

  44. kulak arkası (veya ardı) etmek : dikkate almamak, göz önünde tutmamak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  45. kulak asmak : önem vermek, dinlemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  46. kulak kabartmak : belli etmemeye çalışarak dinlemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  47. kulak kesilmek : büyük bir dikkatle dinlemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  48. kulak kıvırmak : domatesin olgunlaşmasını sağlamak için işlem yapmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  49. kulak (veya kulaklarını) tıkamak : bir şeyi duymazlıktan gelmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  50. kulak (veya kulağını) tırmalamak : kulağı rahatsız etmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  51. kulak tutmak : dinlemek, işitmek istemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  52. kulak vermek : merak edip dinlemek, işitmeye çalışmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  53. kulağı ağır işitmek : kulağı iyi işitmemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  54. kulağı (veya kulakları) çınlasın : konuşulan yerde bulunmayan, sevilen biri anıldığında söylenen bir söz"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  55. kulağı dikilmek : konuşulanları dinlemek için dikkat kesilmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  56. kulağı duvar olmak : sağır olmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  57. kulağı okşamak : kulağa hoş gelmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  58. kulağı (bir şeyde) olmak : dikkatini bir şeye vermek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  59. kulağı ters taraftan göstermek : kolay yolu varken bir işi daha zor ve uzun yollar kullanarak yapmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  60. kulağı olmamak : ses titreşimlerinin yükselip alçalmasını ayırt edememek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  61. kulağına çalınmak : başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  62. kulağına çarpmak : duyulmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  63. kulağına fısıldamak : çok alçak ve hafif bir ses tonuyla kulağına eğilip bir şeyler söylemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  64. kulağına gelmek : kulağına çalınmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  65. kulağına girmemek : söylenilen sözlere önem vermemek, söylenenleri anlamamak, benimsememek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  66. kulağına gitmek : duymak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  67. kulağına inanmamak : duyduklarının doğruluğundan şüphe etmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  68. kulağına kar suyu kaçırmak : dolaylı olarak duyurmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  69. kulağına kar suyu kaçmak : bir duyum almak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  70. kulağına koymak (veya sokmak) : bir duruma veya söze hazırlamak için önceden kısaca anlatmak, düşünce aşılamak, telkin etmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  71. kulağına küpe olmak (veya etmek) : başa gelen bir durumdan alınan dersi unutmamak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  72. kulağına söylemek : fısıldamak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  73. kulağını açmak : dikkatle dinlemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  74. kulağını doldurmak : bir kimseye başkasından bilgi almadan önce konu üzerinde bilgi verirken kendi düşüncesini aşılamak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  75. kulağını sağır etmek : sağırlaşmasına sebep olmak, işitemez duruma getirmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  76. kulağının üzerine yatmak : görmezlikten, duymazlıktan gelmek, dikkate almamak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  77. kulakları dolmak : aynı şeyi dinlemekten usanmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  78. kulakları paslanmak : çoktan beri müzik dinlememiş olmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  79. kulakları patlatmak : Gürültüyle rahatsız etmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  80. kulakları uğuldamak : kulakta uğultu olmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  81. kulaklarına kadar kızarmak : çok utanmak"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  82. kulaklarını dikmek : hayvan dikkat kesilmek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın

  83. kulaklarının pasını gidermek : hoşa giden ses veya güzel bir müzik dinlemek"Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." - H. C. Yalçın


Kulak
anlamı isim eskimiş Rusça

'Kulak' 1 kelime ve 5 harften oluşmaktadır.

kulak foto galeri
  • nedir Duyma organı.
  • nedir isim Varlıklı Rus köylüsü

Kulak ile ilgi cümleler (2)

Cümleleri oylama yaparak üst sıralara veya listenin en altına gönderebilirsin :).

0

Küçük ses yükseldi, kendisine bile yabancı gelen kısık ve kulak tırmalayıcı bir çığlık halini aldı ve bu çığlık aralık vermeden sürdü gitti. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

0

Bizim Lala, Fulya tarlaları tarafından gelen çok acı bir ulumaya kulak veriyor, yerini tahmin etmeye çalışıyordu. Mor Salkımlı Ev - Halide Edib Adıvar

"kulak" ile ilgili yukarıdaki cümleleri beğenmedin mi? o zaman yeni cümle görmek için aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (2 tane) : u,a
  2. - Ünsüz harf (3 tane) : k,l
  3. - Kalın Ünlüler : (2 tane) : u,a
  4. - Sert Ünsüz : (1) : k
  5. - Yumuşak Ünsüzler : ( 1) : l

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • Fena
  • Aile adı
  • Ad takmak
  • Somut
  • Adlı adıyla
  • Sanı
  • Kod adı
  • Takma ad
  • Adı sanı
  • Ad almak

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı