- kuvvet
isim Fiziksel güç, takat"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
- yer
isim Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- amaç
isim Ulaşmak istenilen sonuç, maksat"Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar." - A. Ümit
- hizmet
isim Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma"Vatan, evladının hizmetini bekliyor." - Ö. Seyfettin
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- görev
isim Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
- iş görmek
iş yapmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- vazife
isim Ödev"Sana karşı olan vazifelerimde kusur mu ediyorum?" - A. M. Dranas
- merasim
isim Tören"Hemen o akşam nişan merasimini yapmaya karar verdik." - N. Hikmet
- Hassa
isim Özellik"Büyüklerin çoğunda bu hassa yoktur." - N. F. Kısakürek
- işlev
isim Bir nesne veya bir kimsenin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev, fonksiyon"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- işlemek
-i Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
- çalışmak
nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek
- fonksiyon
isim, toplum bilimi İşlev"Yıllardan beri kontrol edilmeyen hortumlar delik olduğundan pek bir fonksiyonu olmamış." - A. Kutlu
- toren
Sosyal Bilgiler, 1. Bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya değeri ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi, merasim
2. Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi sebeplerle yapılan toplantı, merasim, seremoni.
- yürürlükte
- hizmet vermek
- görev tören merasim
- görev, iş, işlev, fonksiyon, amaç, resmi ya da özel tören, merasim, çalışmak, işlemek, iş görmek
- icra edilmekte olan
- işler durumda
- musamere