- yüz vermemek
ilgi, yakınlık göstermemek
- kuvvet
isim Fiziksel güç, takat"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
- kol
isim, anatomi İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
- güç
isim Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor"Zihin gücü. Yaşama gücü."
- güç
sıfat Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı"Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!" - A. M. Dranas
- el
isim, anatomi Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba
- el
isim Yakınların dışında kalan kimse, yabancı"Kâtip benim ben kâtibin, el ne karışır!" - Halk türküsü
- el
isim Ülke, yurt, il"Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." - A. Gündüz
- köy
isim Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu hayata uygun yerleşim birimi, köylük yer, köy yeri"Vatanseverlik, doğduğu yeri
- dal
isim Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri"Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar!" - T. Buğra
- dal
isim Arka, sırt
- dal
sıfat Çıplak, yalın"Dalkılıç. Daltaban."
- karaca
sıfat Rengi karaya yakın olan, esmer
- karaca
isim, hayvan bilimi Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan (Capreolus)
- karaca
isim, anatomi Üst kol
- şube
isim Bir kurumun, bir kuruluşun alt mevkilerindeki iş yerlerinden her biri"Askerlik şubesi. Banka şubesi"
- pazı
isim, bitki bilimi Ispanakgillerden, yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
- pazı
isim Kolun omuz ile dirsek arasındaki bölümünde bulunan, şişkince kas kitlesi"Pazılarına pek güvendiği için bu kürek oynatılmayan havada adayı dolaşmaya kalkar." - S. F. Abasıyanık
- pazı
isim Bir ekmeklik hamur topağı, beze
- silah
isim Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
- fakir
sıfat Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı"En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir." - F. R. Atay
- silaha sarılmak
silahtan güç almak
- halis
sıfat Katışık olmayan, katışıksız, saf"Devşirme değil, cetbecet Türk, özüm gibi halis Sivaslı, aslan gibi kumandan." - N. Hikmet
- donatmak
-i Birinin giyimini sağlamak
- silahlandırmak
-i Silahlı duruma getirmek
- silahlanmak
nsz Silahlı duruma gelmek"Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi." - T. Dursun K
- otorite
isim Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet"Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir." - F. R. Atay
- silahlandırma
isim Silahlandırmak işi
- teçhiz
isim Donatma, donatım
- teçhiz etmek
donatmak
- yen
isim Giysi kolu"Yalnız ellerini yıkadı, kuruladı, yenlerini indirdi." - Ö. Seyfettin
- donatım teçhizat
- elbise kolu
- kol, giysi kolu, koltuk kolu, güç, erk, yetke, otorite, dal, şube kol, silahlandırmak, savaşa hazırlamak, silah, askerlik hizmeti, askerlik, askeri kuvvetlerin bir kolu
- küçük körfez
- pazıbent
- savaşa hazırlamak
- zırh giydirmek
- üst kol