-
dış güçler : isim Ekonomi ve politika açısından güçlü devletler
-
artı güç : isim Bir sonuca katkısı olabilecek birkaç etkenin belirli bir etkileşim sonucunda elde ettiği ortak güç, sinerji
-
yargı gücü : isim, hukuk Yargı işini yerine getirebilme gücü, yargı erki
-
güç birliği : isim Mevcut maddi ve manevi imkânların bir araya toplanmasıyla ulaşılan dayanışma
-
güç kaynağı : isim Elektrik enerjisini depolayan ve akımın kesilmesi sırasında kullanılmasını sağlayan aygıt
-
aktif güç : isim, fizik Elektrik akımı ile aynı fazda olan ve iş gören, kilovat birimi ile gösterilen güç
-
askerî güç : isim Bir ülkenin sahip olduğu silahlı kuvvetlerin bütünü
-
elektromanyetik güç : isim, fizik Manyetik alan içindeki elektrik akışını etkileyen güç
-
gizil güç : isim Henüz yapılmış değil de güç olarak var olan, gerçekleşmeyen ancak gerçekleşebilecek olan, imkân durumunda olan, saklı olan güç, potansiyel"Yüksekte tutulan bir taştaki gizil güç, taş bırakılınca mekanik bir güç durumunda ortaya çıkar."
-
iş güç : isim Uğraş"Hepsinin işi gücü var." - A. Kulin
-
kesintisiz güç kaynağı : isim Bilgisayarda elektrik kesildiğinde devreye giren, bilgisayar ile ona bağlı donanımlara belirli bir süre güç sağlayan araç
-
vurucu güç : isim, askerlik Silah gücü yüksek, özel eğitim görmüş askerî birlik, vurucu tim
-
zırhlı güç : isim, askerlik Zırhlı birlik
-
üretim güçleri : isim, ekonomi Bir toplumdaki insan ögesi, üretim araçları, üretim deneyleri ve alışkanlıklarının bütünü
-
bağlantı gücü : isim, fizik Elektrik projesinde belirtilen kurulu güç ve kullanma faktörü göz önüne alınarak hesaplanan güç miktarı
-
beygir gücü : isim, fizik Saniyede 75 kilogrammetrelik iş yapan bir motorun gücü"Bir beygir gücü O,736 kilovata eşittir."
-
beyin gücü : isim Bir ülkede ileri düzeyde iyi yetişmiş olan meslek ve bilim adamları ile uzmanların fikir gücü
-
düş gücü : isim Hayal gücü
-
fizik gücü : isim İnsan veya hayvanın beden yapısı"Bir övüncü sakalı ise bir başka övüncü de sıhhati, fizik gücü idi." - H. Taner
-
hayal gücü : isim Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, muhayyile
-
iş gücü : isim Bir insanın yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmek zorunda olduğu fiziksel ve düşünsel yetilerinin tümü
-
makine gücü : isim, fizik Bir makinenin bir saniyede yapabildiği iş miktarı
-
yaptırım gücü : isim Kanun, ahlak gibi kurumların buyruklarının yerine getirilmesini sağlayan güç
-
yasama gücü : isim, hukuk Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma, değiştirme ve kaldırma yetkisi, yasama hakkı, yasama yetkisi, yasama kuvveti, teşrii kuvvet, teşri kuvveti"Her devletin ilk ve temel yasası, yasama gücünü düzenleyen yasadır." - C. Meriç
-
yürütme gücü : isim, hukuk Kanunları uygulama yetkisi, icra kuvveti
-
gücü gücüne : zarf Zorlayarak"Gücü gücüne Sansaroğulları'nın yanında bir yazıcılık bulabildim." - N. Hikmet
-
var gücüyle : zarf Olanca gücüyle, var kuvvetiyle"Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum." - N. Eray
-
gücü gücü yetene : haklılığa değil kaba kuvvete veya güce dayanılarak"Zihin gücü. Yaşama gücü."
-
gücü kesilmek : kuvveti, takati azalmak"Zihin gücü. Yaşama gücü."
-
gücü yetmek : eldeki imkânlarla ancak altından kalkabilmek, üstesinden gelebilmek"Zihin gücü. Yaşama gücü."