-
bacak bacak üstüne atmak : bir bacağını ötekinin üstüne koyarak oturmak"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacak kadar : ufacık"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var : "yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş" anlamında kullanılan bir söz"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacakları kopmak : çok yorulmak"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacakları tutmaz olmak : yürüyemeyecek duruma gelmek"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacaklarını uzatmak : hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa
-
bacağına geçirmek : bir şeyi aceleyle giymek"Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." - P. Safa